Loan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Loan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Loan: Borç verme, kredi verme

Örnek cümleler:

  1. I need to take out a loan to buy a new car. (Yeni bir araba almak için kredi çekmem gerekiyor.)
  2. She applied for a loan to start her own business. (Kendi işini kurmak için bir kredi başvurusunda bulundu.)
  3. He had to borrow money from a friend because he couldn’t get a loan from the bank. (Bankadan kredi alamadığı için arkadaşından para ödünç almak zorunda kaldı.)
  4. The interest rate on the loan was too high. (Kredinin faiz oranı çok yüksekti.)
  5. The bank approved my loan application. (Banka kredi başvurumu onayladı.)
  6. They offered me a low-interest loan for home improvements. (Ev iyileştirmeleri için düşük faizli bir kredi teklif ettiler.)
  7. She took out a personal loan to pay for her wedding. (Düğün masraflarını ödemek için kişisel bir kredi çekti.)
  8. We had to take out a loan to cover the cost of the renovations. (Yenileme maliyetini karşılamak için bir kredi çekmek zorunda kaldık.)
  9. The loan had to be paid back within five years. (Kredi beş yıl içinde geri ödenmek zorundaydı.)
  10. They were unable to repay the loan and had to declare bankruptcy. (Krediyi geri ödeyemediler ve iflas etmek zorunda kaldılar.)
  11. The bank requires collateral for a secured loan. (Banka, teminatlı bir kredi için teminat gerektirir.)
  12. I need to find a lender who will approve my loan with bad credit. (Kötü kredimle kredimi onaylayacak bir borç vereni bulmam gerekiyor.)
  13. The loan agreement specified the terms and conditions of the loan. (Kredi sözleşmesi, kredinin şartlarını ve koşullarını belirtiyordu.)
  14. They were able to pay off their loan early and save on interest. (Kredilerini erken ödeyebildiler ve faizden tasarruf sağladılar.)
  15. The loan application process was lengthy and complicated. (Kredi başvuru süreci uzun ve karmaşıktı.)
  16. The bank refused to grant him a loan due to his unstable income. (Banka, istikrarsız geliri nedeniyle ona kredi vermekten kaçındı.)
  17. The loan was used to finance the construction of a new building. (Kredi, yeni bir binanın inşasını finanse etmek için kullanıldı.)
  18. The loan had a fixed interest rate for the duration of the loan term. (Kredi süresi boyunca sabit bir faiz oranı vardı.)
  19. They were able to negotiate a lower interest rate on the loan. (Kredide daha düşük bir faiz oranı için pazarlık yapabildiler.)
  20. She defaulted on her loan and now her credit score is ruined. (Kredisini ödemede başarısız oldu ve şimdi kredi puanı boz

tu.)

  1. Yeni bir araba almak için kredi çekmem gerekiyor.
  2. Kendi işini kurmak için bir kredi başvurusunda bulundu.
  3. Bankadan kredi alamadığı için arkadaşından para ödünç almak zorunda kaldı.
  4. Kredinin faiz oranı çok yüksekti.
  5. Banka kredi başvurumu onayladı.
  6. Ev iyileştirmeleri için düşük faizli bir kredi teklif ettiler.
  7. Düğün masraflarını ödemek için kişisel bir kredi çekti.
  8. Yenileme maliyetini karşılamak için bir kredi çekmek zorunda kaldık.
  9. Kredi beş yıl içinde geri ödenmek zorundaydı.
  10. Krediyi geri ödeyemediler ve iflas etmek zorunda kaldılar.
  11. Banka, teminatlı bir kredi için teminat gerektirir.
  12. Kötü kredimle kredimi onaylayacak bir borç vereni bulmam gerekiyor.
  13. Kredi sözleşmesi, kredinin şartlarını ve koşullarını belirtiyordu.
  14. Kredilerini erken ödeyebildiler ve faizden tasarruf sağladılar.
  15. Kredi başvuru süreci uzun ve karmaşıktı.
  16. Banka, istikrarsız geliri nedeniyle ona kredi vermekten kaçındı.
  17. Kredi, yeni bir binanın inşasını finanse etmek için kullanıldı.
  18. Kredi süresi boyunca sabit bir faiz oranı vardı.
  19. Kredide daha düşük bir faiz oranı için pazarlık yapabildiler.
  20. Kredisini ödemede başarısız oldu ve şimdi kredi puanı bozuldu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.