Loan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Loan: Borç verme, kredi verme
Örnek cümleler:
- I need to take out a loan to buy a new car. (Yeni bir araba almak için kredi çekmem gerekiyor.)
- She applied for a loan to start her own business. (Kendi işini kurmak için bir kredi başvurusunda bulundu.)
- He had to borrow money from a friend because he couldn’t get a loan from the bank. (Bankadan kredi alamadığı için arkadaşından para ödünç almak zorunda kaldı.)
- The interest rate on the loan was too high. (Kredinin faiz oranı çok yüksekti.)
- The bank approved my loan application. (Banka kredi başvurumu onayladı.)
- They offered me a low-interest loan for home improvements. (Ev iyileştirmeleri için düşük faizli bir kredi teklif ettiler.)
- She took out a personal loan to pay for her wedding. (Düğün masraflarını ödemek için kişisel bir kredi çekti.)
- We had to take out a loan to cover the cost of the renovations. (Yenileme maliyetini karşılamak için bir kredi çekmek zorunda kaldık.)
- The loan had to be paid back within five years. (Kredi beş yıl içinde geri ödenmek zorundaydı.)
- They were unable to repay the loan and had to declare bankruptcy. (Krediyi geri ödeyemediler ve iflas etmek zorunda kaldılar.)
- The bank requires collateral for a secured loan. (Banka, teminatlı bir kredi için teminat gerektirir.)
- I need to find a lender who will approve my loan with bad credit. (Kötü kredimle kredimi onaylayacak bir borç vereni bulmam gerekiyor.)
- The loan agreement specified the terms and conditions of the loan. (Kredi sözleşmesi, kredinin şartlarını ve koşullarını belirtiyordu.)
- They were able to pay off their loan early and save on interest. (Kredilerini erken ödeyebildiler ve faizden tasarruf sağladılar.)
- The loan application process was lengthy and complicated. (Kredi başvuru süreci uzun ve karmaşıktı.)
- The bank refused to grant him a loan due to his unstable income. (Banka, istikrarsız geliri nedeniyle ona kredi vermekten kaçındı.)
- The loan was used to finance the construction of a new building. (Kredi, yeni bir binanın inşasını finanse etmek için kullanıldı.)
- The loan had a fixed interest rate for the duration of the loan term. (Kredi süresi boyunca sabit bir faiz oranı vardı.)
- They were able to negotiate a lower interest rate on the loan. (Kredide daha düşük bir faiz oranı için pazarlık yapabildiler.)
- She defaulted on her loan and now her credit score is ruined. (Kredisini ödemede başarısız oldu ve şimdi kredi puanı boz
tu.)
- Yeni bir araba almak için kredi çekmem gerekiyor.
- Kendi işini kurmak için bir kredi başvurusunda bulundu.
- Bankadan kredi alamadığı için arkadaşından para ödünç almak zorunda kaldı.
- Kredinin faiz oranı çok yüksekti.
- Banka kredi başvurumu onayladı.
- Ev iyileştirmeleri için düşük faizli bir kredi teklif ettiler.
- Düğün masraflarını ödemek için kişisel bir kredi çekti.
- Yenileme maliyetini karşılamak için bir kredi çekmek zorunda kaldık.
- Kredi beş yıl içinde geri ödenmek zorundaydı.
- Krediyi geri ödeyemediler ve iflas etmek zorunda kaldılar.
- Banka, teminatlı bir kredi için teminat gerektirir.
- Kötü kredimle kredimi onaylayacak bir borç vereni bulmam gerekiyor.
- Kredi sözleşmesi, kredinin şartlarını ve koşullarını belirtiyordu.
- Kredilerini erken ödeyebildiler ve faizden tasarruf sağladılar.
- Kredi başvuru süreci uzun ve karmaşıktı.
- Banka, istikrarsız geliri nedeniyle ona kredi vermekten kaçındı.
- Kredi, yeni bir binanın inşasını finanse etmek için kullanıldı.
- Kredi süresi boyunca sabit bir faiz oranı vardı.
- Kredide daha düşük bir faiz oranı için pazarlık yapabildiler.
- Kredisini ödemede başarısız oldu ve şimdi kredi puanı bozuldu.
Hemen Yorum Yaz