Loaf İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Loaf İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Loaf

Loaf, Türkçede ekmek hamurundan yapılan büyük parçalara denir.

Örnek Cümleler:

1. I bought a loaf of bread from the bakery. (Fırından bir ekmek hamuru aldım.)
2. My mother baked a fresh loaf of bread this morning. (Annem bu sabah taze bir ekmek hamuru pişirdi.)
3. The loaf of bread was too big for the toaster. (Ekmek hamuru, tost makinesi için çok büyüktü.)
4. She cut a thick slice from the loaf of bread. (Ekmek hamurundan kalın bir dilim kesti.)
5. He left the loaf of bread out on the counter overnight. (Ekmek hamurunu gece boyunca tezgaha bıraktı.)
6. The bakery sells loaves of bread in different sizes. (Fırın farklı boyutlarda ekmek hamuru satıyor.)
7. We need to buy a loaf of bread for the party tonight. (Bu geceki parti için bir ekmek hamuru almamız gerekiyor.)
8. The recipe calls for two loaves of bread. (Tarif iki ekmek hamuru istiyor.)
9. She sliced the loaf of bread into thin pieces. (Ekmek hamurunu ince dilimlere kesti.)
10. He ordered a loaf of bread and some cheese for lunch. (Öğle yemeği için bir ekmek hamuru ve biraz peynir sipariş verdi.)
11. The loaf of bread was still warm from the oven. (Ekmek hamuru, fırından hala sıcaktı.)
12. We toasted a slice of bread from the loaf for breakfast. (Kahvaltı için ekmek hamurundan bir dilim kızarttık.)
13. She used a loaf of bread to make a delicious sandwich. (Lezzetli bir sandviç yapmak için bir ekmek hamuru kullandı.)
14. The loaf of bread had a crusty exterior and a soft interior. (Ekmek hamuru, sert bir dış tabakaya ve yumuşak bir iç tabakaya sahipti.)
15. He bought a loaf of bread and some jam for breakfast. (Kahvaltı için bir ekmek hamuru ve biraz reçel satın aldı.)
16. We put the loaf of bread in a bread box to keep it fresh. (Ekmek hamurunu taze tutmak için bir ekmek kutusuna koyduk.)
17. She made a loaf of bread with whole wheat flour. (Tam buğday unuyla bir ekmek hamuru yaptı.)
18. We ran out of bread, so I went to the store to buy a loaf. (Ekmeğimiz bitti, bu yüzden markete bir ekmek hamuru almaya gitt

19. He sliced the loaf of bread evenly so that everyone would have the same size piece. (Ekmek hamurunu herkesin aynı boyutta bir dilim alabilmesi için eşit olarak kesti.)
20. The loaf of bread was still warm and fragrant when we arrived home. (Eve geldiğimizde ekmek hamuru hala sıcak ve mis kokuyordu.)