Lives İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lives İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lives İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlam: “Lives” kelimesi, “yaşam” veya “hayat” anlamına gelir ve genellikle canlı varlıkların hayatlarını ifade etmek için kullanılır.

  1. She lives in a big house. (O, büyük bir evde yaşıyor.)
  2. We only have one life, so we should make the most of it. (Sadece bir hayatımız var, bu yüzden onun en iyisini yapmalıyız.)
  3. He lost his life in a car accident. (O, bir araba kazasında hayatını kaybetti.)
  4. My neighbor lives alone and likes to read books. (Komşum yalnız yaşıyor ve kitap okumayı seviyor.)
  5. Our cat has nine lives. (Kedimizin dokuz canı var.)
  6. The lion lives in the jungle. (Aslan, ormanda yaşıyor.)
  7. After the storm, the trees came back to life. (Fırtınadan sonra, ağaçlar tekrar hayata döndü.)
  8. She lives a healthy lifestyle, exercising regularly and eating a balanced diet. (O, düzenli egzersiz yaparak ve dengeli beslenerek sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürüyor.)
  9. The new law will save lives by reducing the speed limit on the highway. (Yeni kanun, otoyoldaki hız limitini azaltarak hayatları kurtaracak.)
  10. I’m grateful for the people in my life who support me. (Beni destekleyen hayatımdaki insanlar için minnettarım.)
  11. The doctor tried to save the patient’s life, but unfortunately, it was too late. (Doktor, hastanın hayatını kurtarmaya çalıştı, ancak maalesef çok geç kalmıştı.)
  12. She lives for adventure and loves to travel to new places. (Macera için yaşıyor ve yeni yerlere seyahat etmekten hoşlanıyor.)
  13. The butterfly has a short life span. (Kelebeğin ömrü kısadır.)
  14. He risked his life to save the drowning child. (Boğulan çocuğu kurtarmak için hayatını riske attı.)
  15. She lives near the beach and enjoys swimming in the ocean. (O, plaja yakın yaşıyor ve okyanusta yüzmekten keyif alıyor.)
  16. The vaccine has saved countless lives from deadly diseases. (Aşı, ölümcül hastalıklardan sayısız hayatı kurtardı.)
  17. They decided to start a new life together in a different city. (Farklı bir şehirde birlikte yeni bir hayat başlatmaya karar verdiler.)
  18. The flowers bring life to the garden in the spring. (Baharın gelmesiyle çiçekler bahçeye hayat getirir.)
  19. He is a firefighter and puts his life on the line to save others. (O, bir itfaiyeci ve diğerlerini kurtarmak için hayatını riske atıyor.)
  20. The dog became a loyal

companion for the old man and brought new life into his lonely existence. (Köpek, yaşlı adam için sadık bir arkadaş haline geldi ve yalnız hayatına yeni bir canlılık getirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.