Litigate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litigate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litigate

Litigate, yasal bir anlaşmazlığı yargı önünde çözmek için dava açmak veya savunmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. We will litigate the case if the opposing party doesn’t agree to our terms. (Eğer karşı taraf koşullarımıza uymazsa dava açacağız.)
  2. The company is currently litigating several patent infringement cases. (Şirket şu anda birkaç patent ihlali davasını yargılıyor.)
  3. The lawyer has litigated numerous cases in his career. (Avukat kariyeri boyunca birçok davayı savundu.)
  4. The parties decided to litigate the dispute in court. (Taraflar anlaşmazlığı mahkemede çözmeye karar verdiler.)
  5. The plaintiff hired a lawyer to litigate the case. (Davacı, dava için bir avukat tuttu.)
  6. The defendant refused to settle, so the case will be litigated in court. (Davalı, uzlaşmayı reddetti, bu nedenle dava mahkemede yargılanacak.)
  7. The parties agreed to litigate the dispute through arbitration. (Taraflar anlaşmazlığı tahkim yoluyla çözmeye karar verdiler.)
  8. The company’s legal team is preparing to litigate the case. (Şirketin hukuk ekibi dava için hazırlık yapıyor.)
  9. The case has been litigated for several years and still hasn’t been resolved. (Dava birkaç yıldır yargılanıyor ve hala çözümlenmedi.)
  10. The lawyer is experienced in litigating complex commercial cases. (Avukat, karmaşık ticari davaları yargılama konusunda deneyimlidir.)
  11. The parties couldn’t reach a settlement, so they decided to litigate the matter in court. (Taraflar bir uzlaşma sağlayamadı, bu nedenle konuyu mahkemede yargılamaya karar verdiler.)
  12. The company spent millions of dollars litigating the lawsuit. (Şirket, dava için milyonlarca dolar harcadı.)
  13. The lawyer is known for his successful litigations in high-profile cases. (Avukat, yüksek profilli davalarında başarılı yargılamalarıyla tanınıyor.)
  14. The parties are currently litigating the issue of contract interpretation. (Taraflar şu anda sözleşme yorumu konusunda dava açıyorlar.)
  15. The plaintiff decided to litigate the case after failed attempts at mediation. (Davacı, arabuluculuk girişimleri başarısız olduktan sonra dava açmaya karar verdi.)
  16. The company’s legal team is considering whether to litigate the matter or settle out of court. (Şirketin hukuk ekibi, konuyu mahkemede yargılama veya mahkeme dışında uzlaşma yoluna gitme konusunda karar vermeyi düşünüyor.)
  17. The judge dismissed the case before it could be litigated. (Dava yargılanmadan ö

nce hakim tarafından reddedildi.)
18. The parties reached a settlement agreement before the case was litigated. (Taraflar, dava yargılanmadan önce bir uzlaşma anlaşması sağladılar.)

  1. The lawyer is confident in litigating the case and securing a favorable outcome for the client. (Avukat, davayı yargılamada ve müvekkil için olumlu bir sonuç elde etmede kendine güveniyor.)
  2. Litigating a case can be a time-consuming and expensive process. (Bir davayı yargılamak, zaman alıcı ve pahalı bir süreç olabilir.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkle belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.