Litany İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litany İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litany Nedir?

Litany, duaların ya da ibadetlerin bir parçası olan, tekrarlanan ve belirli bir düzende yapılan liste ya da sıralı söylemlerdir. Genellikle dini törenlerde kullanılır, ancak aynı zamanda sivil törenlerde de kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. During the church service, the priest led the litany of prayers. (Kilise hizmeti sırasında, rahip duaların litanisini yönetti.)
2. The wedding ceremony included a litany of vows exchanged by the bride and groom. (Düğün töreni, gelin ve damadın değiştirdiği bir yeminler litanyası içeriyordu.)
3. The politician recited a litany of promises during his campaign. (Politikacı kampanyası boyunca bir vaatler litanyası okudu.)
4. The litany of complaints from the customers was a sign that the company needed to improve its services. (Müşterilerden gelen şikayetler litanyası, şirketin hizmetlerini iyileştirmesi gerektiğinin bir işaretiydi.)
5. The teacher had the students recite a litany of vocabulary words to improve their language skills. (Öğretmen, öğrencilerin dil becerilerini geliştirmek için kelime hazinesi kelimelerinin litanyasını söylemesini istedi.)
6. The litany of injuries suffered by the athlete was evidence of the dangers of extreme sports. (Sporcunun yaşadığı yaralanmaların litanyası, aşırı sporların tehlikelerinin kanıtıydı.)
7. The litany of accomplishments by the scientist was impressive. (Bilim adamının başarılarının litanyası etkileyiciydi.)
8. The litany of errors in the report was a cause for concern. (Raporun hatalarının litanyası, endişe nedeniydi.)
9. The litany of excuses given by the student was not convincing to the teacher. (Öğrencinin verdiği bahaneler litanyası, öğretmene ikna edici gelmedi.)
10. The litany of challenges faced by the team was daunting, but they were determined to succeed. (Takımın karşılaştığı zorlukların litanyası korkutucuydu, ancak başarılı olmaya kararlılardı.)
11. The litany of questions from the audience was overwhelming, but the speaker tried to answer as many as possible. (İzleyicilerden gelen soruların litanyası eziciydi, ancak konuşmacı mümkün olan kadar cevaplamaya çalıştı.)
12. The litany of praises for the singer’s performance was well-deserved. (Şarkıcının performansı için yapılan övgülerin litanyası hak edilmişti.)
13. The litany of problems with the new software was frustrating for the IT department. (Yeni yazılımın sorunlarıyla ilgili litanyası, IT departmanı için üzücüydü.)
14. The litany of duties assigned to the intern was overwhelming, but they were eager to

learn and gain experience. (Stajyerin verilen görevler litanyası baskılıydı, ancak öğrenmek ve deneyim kazanmak için istekliydiler.)
15. The litany of demands from the protesters was heard loud and clear by the government. (Protestocuların taleplerinin litanyası hükümet tarafından net bir şekilde duyuldu.)

16. The litany of reasons why the project was behind schedule was frustrating for the project manager. (Projenin zamanında bitirilememesinin nedenlerinin litanyası, proje yöneticisi için üzücüydü.)
17. The litany of compliments from the boss was a morale booster for the team. (Patronun övgülerinin litanyası, takım için moral motivasyonu sağladı.)
18. The litany of features on the new phone was impressive, but the price was too high for many consumers. (Yeni telefonun özelliklerinin litanyası etkileyiciydi, ancak fiyatı birçok tüketici için çok yüksekti.)
19. The litany of rules and regulations at the new job was overwhelming for the new employee. (Yeni işteki kuralların ve düzenlemelerin litanyası, yeni çalışan için baskılıydı.)
20. The litany of stories told by the elderly woman was fascinating and entertaining for her grandchildren. (Yaşlı kadının anlattığı hikayelerin litanyası, torunları için büyüleyici ve eğlenceliydi.)