Lick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lick İle İlgili Cümleler

Anlam: Dil ile yalamak, yalayarak temizlemek

1. The dog licked my face. (Köpek yüzümü yaladı.)
2. She licked the ice cream off her fingers. (Parmaklarındaki dondurmayı yaladı.)
3. He licked the stamp before putting it on the envelope. (Zarfa yapıştırmadan önce pulu yaladı.)
4. The cat licked her paws clean. (Kedi patilerini temizledi.)
5. The cow licked the salt block. (İnek tuz bloğunu yaladı.)
6. The child licked the frosting off the cake. (Çocuk pastadaki kremayı yaladı.)
7. The flames licked at the sides of the building. (Alevler binanın yanlarını yaladı.)
8. The lollipop was too big to lick. (Şeker kamışı yalamak için çok büyüktü.)
9. The little boy licked the spoon clean after eating his ice cream. (Küçük çocuk dondurmasını yedikten sonra kaşığı yaladı.)
10. The dog licked the bone until it was completely clean. (Köpek kemiği tamamen temizlene kadar yaladı.)
11. She licked her lips in anticipation of the delicious meal. (Lezzetli yemek için hevesle dudaklarını yaladı.)
12. The horse licked the salt off her rider’s hand. (At binicisinin elinden tuzu yaladı.)
13. The baby licked the spoon with delight. (Bebek keyifle kaşığı yaladı.)
14. The child licked the candy cane until it was gone. (Çocuk şeker kamışını yok olana kadar yaladı.)
15. The puppy licked its owner’s face as a sign of affection. (Yavru köpek, sahibinin yüzünü yalamak suretiyle sevgisini gösterdi.)
16. The cat licked its paws before grooming its fur. (Kedi tüylerini temizlemeden önce patilerini yaladı.)
17. The chef licked the spoon to taste the sauce. (Şef sosu tatmak için kaşığı yaladı.)
18. The child licked the melted popsicle off her hand. (Çocuk erimiş dondurmayı elinden yaladı.)
19. The cow licked the salt lick for hours. (İnek saatlerce tuz bloğunu yaladı.)
20. The dog licked the spilled milk off the floor. (Köpek dökülen sütü yerden yaladı.)

Anlam: Bir şeyi kavramak veya yenmek için çok çalışmak

1. He’s been studying all night, trying to lick the difficult math problem. (O, zor matematik sorununu yenmek için tüm gece çalışıyor.)
2. The team worked hard to lick their opponents in the championship game. (Takım, şampiyonluk maçında rakiplerini yenmek için çok çalıştı.)
3. She’s determined to lick her fear of public speaking. (O, kamusal konuşma korkusunu yenmek için kararlı.)
4. The company is trying to lick its financial problems by cutting costs. (Şirket, mali sorunlarını maliyetleri azaltarak yenmeye çalışıyor.)
5. He’s been practicing for weeks to lick the difficult guitar solo. (O, zor gitar solosunu yenmek için haftalardır çalışıyor.)
6. The student studied hard to lick the challenging vocabulary test. (Öğrenci, zorlu kelime testini yenmek için çok çalıştı.)
7. The athlete trained hard to lick his personal best in the marathon. (Sporcu, maratonun kişisel en iyisini yenmek için sıkı antrenman yaptı.)
8. The chess player is determined to lick his opponent in the tournament. (Satranç oyuncusu, turnuvada rakibini yenmek için kararlı.)
9. She worked tirelessly to lick her addiction to smoking. (O, sigara bağımlılığını yenmek için yorulmadan çalıştı.)
10. The team is confident they can lick the competition in the upcoming game. (Takım, yaklaşan oyunda rakiplerini yenmek için kendine güveniyor.)
11. He’s been practicing meditation to lick his stress and anxiety. (O, stres ve kaygıyı yenmek için meditasyon yapmayı pratik ediyor.)
12. The student spent hours studying to lick the difficult physics problem. (Öğrenci, zorlu fizik sorununu yenmek için saatlerce çalıştı.)
13. The company is trying to lick the problem of employee turnover. (Şirket, çalışan devir sorununu yenmeye çalışıyor.)
14. She’s been working hard to lick her fear of heights before her upcoming skydiving trip. (O, yaklaşan paraşüt atlayışı öncesinde yükseklik korkusunu yenmek için çok çalışıyor.)
15. The athlete is determined to lick his personal record in the high jump. (Sporcu, yüksek atlama kişisel rekorunu yenmek için kararlı.)
16. He’s been working with a therapist to lick his depression. (O, depresyonu yenmek için bir terapistle çalışıyor.)
17. The company is trying to lick the problem of low sales by introducing new products. (Şirket, yeni ürünler tanıtarak düşük satış sorununu yenmeye çalışıyor.)
18. She’s been studying hard to lick her fear of flying before her upcoming trip. (O, yaklaşan yolculuğu öncesinde uçuş korkusunu yenmek için sıkı çalışıyor.)
19. The team worked together to lick their opponents in the championship relay race. (Takım, şampiyona bayrak yarışında