Leer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Leer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Leer İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: okumak, bakmak, göz atmak

1. I love to read books in my free time. (Boş zamanlarımda kitap okumayı severim.)
2. He always reads the newspaper while having breakfast. (Kahvaltı yaparken her zaman gazete okur.)
3. I need to read this document before I can sign it. (Bu belgeyi imzalamadan önce okumam gerekiyor.)
4. Can you read this passage and summarize it for me? (Bu paragrafı okuyabilir misin ve özetleyebilir misin?)
5. I’m trying to improve my Spanish by reading novels. (Romanlar okuyarak İspanyolcamı geliştirmeye çalışıyorum.)
6. She likes to read the menu before deciding what to order. (Ne sipariş vereceğine karar vermeden önce menüyü okumayı sever.)
7. We should read the instructions before assembling the furniture. (Mobilyayı monte etmeden önce talimatları okumalıyız.)
8. He reads a chapter of his book every night before bed. (Yatmadan önce her gece kitabının bir bölümünü okur.)
9. She can read both French and German fluently. (Fransızca ve Almanca’yı akıcı bir şekilde okuyabilir.)
10. I like to read reviews before watching a movie. (Film izlemeden önce yorumları okumayı severim.)
11. He was so engrossed in reading his book that he didn’t hear the phone ringing. (Kitabını okumaya o kadar dalıp gitmişti ki telefonun çaldığını duymadı.)
12. She reads the Bible every night before going to sleep. (Yatmadan önce her gece İncil okur.)
13. I couldn’t read his handwriting, so I asked him to type the document instead. (Yazısını okuyamadığım için belgeyi yazmak yerine yazmasını istedim.)
14. The teacher asked the students to read the poem aloud. (Öğretmen öğrencilere şiiri yüksek sesle okumalarını istedi.)
15. He likes to read magazines on the train during his commute. (İşine gidip gelirken trende dergi okumayı sever.)
16. I read the news online every morning. (Her sabah haberleri çevrimiçi

17. She read the email but forgot to reply. (E-postayı okudu ama cevaplamayı unuttu.)
18. We need to read the terms and conditions before accepting the offer. (Teklifi kabul etmeden önce şartları okumalıyız.)
19. He read the map carefully before starting the hike. (Yürüyüşe başlamadan önce haritayı dikkatlice okudu.)
20. She reads her horoscope every day to see what the future holds. (Gelecekte neler olacağını görmek için her gün burcunu okur.)

Türkçe Anlamı: aşırı düşünmek, yorumlamak

1. Don’t overthink it, sometimes the simplest solution is the best. (Aşırı düşünme, bazen en basit çözüm en iyisidir.)
2. She tends to overthink things and get anxious. (Şeyleri aşırı düşünür ve kaygılanır.)
3. He overthinks every decision and ends up not making any. (Her kararı aşırı düşünür ve hiçbirini almaz.)
4. Stop overthinking the past and focus on the present. (Geçmişi aşırı düşünmeyi bırak ve şimdiki zamana odaklan.)
5. Overthinking can lead to unnecessary stress and worry. (Aşırı düşünmek gereksiz stres ve endişeye neden olabilir.)
6. She tends to overthink things and make them more complicated than they need to be. (Şeyleri aşırı düşünür ve gerekenden daha karmaşık hale getirir.)
7. He overthinks every social interaction and ends up feeling awkward. (Her sosyal etkileşimi aşırı düşünür ve kendini garip hisseder.)
8. Stop overthinking and trust your instincts. (Aşırı düşünmeyi bırak ve içgüdülerine güven.)
9. Overthinking can make even simple decisions seem overwhelming. (Aşırı düşünmek bile basit kararları bile zorlaştırabilir.)
10. She overthinks every text message before sending it. (Her metin mesajını aşırı düşünür ve göndermeden önce çok düşünür.)
11. Overthinking can prevent you from taking risks and trying new things. (Aşırı düşünmek risk almaktan ve yeni şeyler denemekten kaçınmanıza neden olabilir.)
    12