Latent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Latent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Latent Nedir?

Latent, Türkçe karşılığı “gizli” olan bir İngilizce kelime. Bu kelime genellikle bir şeyin içinde gizlenmiş ya da açığa çıkmamış anlamında kullanılır. Özellikle psikoloji, matematik ve fizik gibi alanlarda sıkça kullanılan bir terimdir.

Örnek Cümleler:

  1. The criminal’s latent fingerprints were found at the scene of the crime. (Suçlunun gizli parmak izleri, suç mahallinde bulundu.)
  2. She had a latent talent for music, but never pursued it. (Müzik için gizli bir yeteneği vardı ama hiç peşine düşmedi.)
  3. The virus can remain latent in the body for years before causing symptoms. (Virüs belirtiler ortaya çıkmadan önce yıllarca vücutta gizli kalabilir.)
  4. The latent heat of fusion is the energy required to melt a solid into a liquid. (Erime sırasında gizli ısınma, katı bir maddenin sıvı hale dönüştürülmesi için gereken enerjidir.)
  5. The artist’s latent creativity began to flourish after taking a painting class. (Sanatçının gizli yaratıcılığı, bir resim dersi aldıktan sonra gelişmeye başladı.)
  6. The latent tension in the room was palpable as they awaited the verdict. (Kararı beklerken, odadaki gizli gerilim hissedilebilirdi.)
  7. The company’s latent potential for growth was finally realized after a successful marketing campaign. (Başarılı bir pazarlama kampanyası sonrasında, şirketin gizli büyüme potansiyeli nihayet gerçekleştirildi.)
  8. The latent period between exposure to a disease and the onset of symptoms can vary. (Bir hastalığa maruz kalmak ve belirtilerin ortaya çıkması arasındaki gizli dönem değişebilir.)
  9. The latent demand for eco-friendly products is growing rapidly. (Çevre dostu ürünlere olan gizli talep hızla artıyor.)
  10. The latent image on the photographic film becomes visible after it is developed. (Fotoğrafik filmdeki gizli görüntü, işlem yapıldıktan sonra görünür hale gelir.)
  11. The latent racism in society needs to be addressed and eliminated. (Toplumdaki gizli ırkçılık ele alınmalı ve ortadan kaldırılmalıdır.)
  12. The latent meaning of the poem was not immediately apparent to me. (Şiirin gizli anlamı hemen fark edilemedi.)
  13. The latent heat of vaporization is the energy required to turn a liquid into a gas. (Buharlaşma sırasında gizli ısınma, bir sıvının gaz haline dönüştürülmesi için gereken enerjidir.)
  14. The latent desire to travel the world finally became a reality for her. (Dünya turuna çıkma giz
  1. The latent defects in the product were only discovered after it was released to the market. (Üründeki gizli kusurlar, piyasaya sürüldükten sonra ancak keşfedildi.)
  2. The latent period in muscle contraction refers to the time between stimulus and the beginning of the contraction. (Kas kasılmasındaki gizli dönem, uyarı ve kasılmanın başlangıcı arasındaki zamandır.)
  3. The latent creativity in children should be encouraged and nurtured. (Çocuklardaki gizli yaratıcılık teşvik edilmeli ve beslenmeli.)
  4. The latent potential for conflict between the two countries was always present. (İki ülke arasındaki gizli çatışma potansiyeli her zaman mevcuttu.)
  5. The latent ambiguity in the contract led to a legal dispute. (Sözleşmedeki gizli belirsizlik, bir hukuk anlaşmazlığına yol açtı.)
  6. The latent semantic analysis of the text revealed hidden patterns and relationships. (Metnin gizli anlamsal analizi, gizli desenleri ve ilişkileri ortaya çıkardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.