Late İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
“Late” İle İlgili Cümleler
“Late” kelimesi Türkçe’de “geç” anlamına gelir. İngilizce cümlelerde sıklıkla kullanılır.
- She’s always late for work. (O, iş için her zaman geç kalır.)
- I’m sorry I’m late. (Geç kaldığım için üzgünüm.)
- The train is running late. (Tren gecikme yapıyor.)
- I don’t want to be late for my appointment. (Randevuma geç kalmak istemiyorum.)
- He was late for his flight. (Uçuşu için geç kaldı.)
- The bus was so late that I missed my class. (Otobüs çok geç geldi, sınıfımı kaçırdım.)
- Don’t be late for the meeting. (Toplantıya geç kalmayın.)
- I’m always late for dinner. (Akşam yemekleri için her zaman geç kalırım.)
- I’ll be late home tonight. (Bu gece eve geç kalacağım.)
- The restaurant was running late with our order. (Restoran siparişimizi geç getirdi.)
- She apologized for being late. (Geç kaldığı için özür diledi.)
- The deadline for the project is coming up and we can’t afford to be late. (Projenin son teslim tarihi yaklaşıyor ve geç kalmaya kıramayız.)
- We were late for the movie and missed the beginning. (Filme geç kaldık ve başlangıcını kaçırdık.)
- The party started late and ended early. (Parti geç başladı ve erken bitti.)
- He’s never late for his appointments. (Randevularına asla geç kalmaz.)
- I was late for my train and had to take the next one. (Trenim için geç kaldım ve sonraki treni almak zorunda kaldım.)
- The delivery was late and we had to reschedule. (Teslimat geç geldi ve yeniden planlamak zorunda kaldık.)
- The concert started late because of technical difficulties. (Konser teknik sorunlar nedeniyle geç başladı.)
- She stayed up late studying for her exam. (Sınavı için çalışırken geç kaldı.)
- The flight was delayed due to bad weather and arrived late. (Uçuş kötü hava koşulları nedeniyle gecikti ve geç geldi.)
- I’m always late to catch the bus. (Otobüsü yakalamak için her zaman geç kalırım.)
- The shop closed early and we arrived late. (Mağaza erken kapandı ve geç kaldık.)
- The restaurant was busy, so service was a bit late. (Restoran yoğundu, bu yüzden servis biraz geç oldu.)
- Don’t be late to submit your application. (Başvurunu teslim etmek için geç kalmayın.)
- I stayed up late watching movies last night. (Dün gece filmler izleyerek geç kaldım.)
- She’s never late for her dance classes. (Dans derslerine asla geç kalmaz.)
- The train was late and I missed my connecting train. (Tren gecikti ve bağlantı trenimi kaçırdım.)
- We were late to the party, but still had a great time. (Partiye geç kaldık ama yine de harika zaman geçirdik.)
- The concert ended late, so we didn’t get home until midnight. (Konser geç bitti, bu yüzden gece yarısına kadar eve gitmedik.)
- I woke up late and had to rush to get to work on time. (Geç uyandım ve zamanında işe yetişmek için koşmak zorunda kaldım.)
Hemen Yorum Yaz