Larker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Larker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Larker

Larker, birçok farklı anlama gelebilen bir kelimedir. Genel olarak, “larker” terimi, bir şeyi veya bir yeri izleyen, takip eden, gözlemleyen veya bekleyen kişiyi veya hayvanı tanımlamak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The detective saw a larker watching the building from across the street. ( Dedektif, binayı karşı sokaktan izleyen birini gördü.)
  2. The cat stalked the bird like a larker in the bushes. ( Kedi, çalılıklarda larker gibi kuşu takip etti.)
  3. The security guard caught the larker trying to sneak into the warehouse. ( Güvenlik görevlisi, depoya girmeye çalışan larkeri yakaladı.)
  4. I always feel like there’s a larker following me when I walk home at night. ( Her gece eve yürürken arkamda beni takip eden biri gibi hissederim.)
  5. The paparazzi were larkers, waiting outside the celebrity’s house for a glimpse of her. ( Paparaziler, onu görebilmek için ünlünün evinin önünde larker olarak bekliyorlardı.)
  6. The spy acted like a larker, watching and waiting for the perfect moment to strike. ( Casus, mükemmel anı bekleyerek larker gibi davrandı.)
  7. The police set up surveillance cameras to catch the larkers who were breaking into cars. ( Polis, arabalara giren larkerleri yakalamak için gözetim kameraları kurdu.)
  8. The hiker felt like a larker as she watched the wildlife from a distance. ( Yürüyüşçü, uzaktan yaban hayatını izlerken bir larker gibi hissetti.)
  9. The stalker was a larker, watching his victim from behind a tree. ( Takipçi, kurbanını bir ağacın arkasından larker gibi izliyordu.)
  10. The birdwatcher sat quietly like a larker, waiting for the rare bird to appear. ( Kuş izleyicisi, nadir kuşun ortaya çıkmasını bekleyen bir larker gibi sessizce oturdu.)
  11. The photographer acted like a larker, capturing candid shots of the wedding guests. ( Fotoğrafçı, düğün konuklarının samimi anlarını yakalayan bir larker gibi davrandı.)
  12. The spy used binoculars to act like a larker and observe the enemy’s movements. ( Casus, düşmanın hareketlerini gözlemlemek için dürbün kullanarak larker gibi davrandı.)
  13. The private investigator disguised himself as a larker, watching the cheating spouse from a distance. ( Özel dedektif, hile yapan eşi uzaktan larker gibi izleyerek kendisini kılık değiştirerek gizledi.)
  14. The animal tracker acted like a larker, following the paw prints through the woods. ( Hayvan takipçisi, ormanın içinden izleri takip eden bir larker gibi davrandı.)
  15. The suspicious man stood like a larker, watching the bank entrance for hours. ( Şüpheli adam, saatlerce banka g

irişini larker gibi izleyerek durdu.)
16. The bird perched on a branch, watching the larkers pass by below. ( Kuş, aşağıda geçen larkerleri izleyerek dalda durdu.)

  1. The young couple felt like larkers as they watched the older couple dancing at the wedding. ( Genç çift, düğünde yaşlı çiftin dansını izleyerek larker gibi hissettiler.)
  2. The sniper acted like a larker, waiting patiently for his target to appear. ( Keskin nişancı, hedefini bekleyerek sabırlı bir larker gibi davrandı.)
  3. The wildlife photographer sat in a hideout like a larker, capturing rare shots of the animals. ( Yaban hayatı fotoğrafçısı, hayvanların nadir görüntülerini yakalayarak bir larker gibi saklandı.)
  4. The security guard caught the larker peering into the window of the jewelry store. ( Güvenlik görevlisi, mücevher dükkanının penceresine bakan larkeri yakaladı.)

(Türkçe karşılıklar mavi ve kalın, İngilizce cümleler normal yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.