Lantern İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lantern İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lantern Nedir?

Lantern, bir ışık kaynağı olarak kullanılan ve özellikle elektrik kesintilerinde veya karanlıkta yürüyüş yaparken yardımcı olan bir taşınabilir aydınlatma cihazıdır.

Örnek Cümleler:

  1. I forgot my flashlight, but luckily I had my lantern with me. (Fenerimi unuttum, ama şanslıydım ki yanımda lambam vardı.)
  2. The hiker used his lantern to find his way through the dark forest. (Yürüyüşçü, karanlık ormanda yolunu bulmak için lambasını kullandı.)
  3. During the power outage, we relied on our lanterns to provide light. (Elektrik kesintisi sırasında, ışık sağlamak için lambalarımıza güvendik.)
  4. The lantern’s battery died after only a few hours of use. (Lambanın bataryası sadece birkaç saat kullanımdan sonra öldü.)
  5. We hung the lantern from a tree branch to light up our campsite. (Kamp alanımızı aydınlatmak için lambayı bir ağaç dalına astık.)
  6. The old fashioned lantern cast a warm glow over the room. (Eski moda lamba, odayı sıcak bir ışıkla aydınlatıyordu.)
  7. The sailor relied on his lantern to navigate through the stormy seas. (Denizci, fırtınalı denizlerde yolunu bulmak için lambasına güveniyordu.)
  8. The lantern flickered in the breeze as we sat around the campfire. (Kamp ateşi etrafında otururken, lamba rüzgarda titredi.)
  9. The lantern’s handle was made of sturdy metal. (Lambanın tutamağı sağlam bir metalden yapılmıştı.)
  10. The lantern illuminated the path ahead as we walked through the dark tunnel. (Karanlık tünelde yürürken, lamba önümüzdeki yolu aydınlattı.)
  11. The lantern’s flame danced in the wind, creating interesting shadows on the wall. (Lambanın alevi rüzgarda dans etti ve duvarda ilginç gölgeler oluşturdu.)
  12. The lantern’s glass was cracked, making it difficult to see the flame. (Lambanın camı çatlamıştı, bu da alevi görmeyi zorlaştırıyordu.)
  13. The lantern was powered by a rechargeable battery. (Lamba şarj edilebilir bir batarya ile çalışıyordu.)
  14. The lantern’s light was dim, but it was enough to guide us through the dark cave. (Lambanın ışığı loştu, ama karanlık mağaradan bizi yönlendirmek için yeterliydi.)
  15. The lantern’s glow illuminated the small cabin, making it feel cozy and warm. (Lambanın ışığı küçük kulübeyi aydınlatarak, rahat ve sıcak hissettirdi.)
  16. The lantern was carefully placed on the table to provide light for the card game. (Kart oyunu

için lamba dikkatlice masaya yerleştirildi.)
17. The lantern’s light reflected off the water, creating a beautiful shimmering effect. (Lambanın ışığı suya yansıyarak güzel bir titrek etki yarattı.)

  1. The camper packed a lantern in case they needed extra light during their nighttime hike. (Kampçı, gece yürüyüşü sırasında ekstra ışığa ihtiyaç duyarsa diye lamba aldı.)
  2. The lantern’s handle was covered in a soft grip material, making it comfortable to hold. (Lambanın tutacağı, yumuşak bir tutuş malzemesiyle kaplanmıştı, tutmak rahattı.)
  3. The lantern’s battery life was impressive, lasting for over 24 hours of continuous use. (Lambanın batarya ömrü etkileyiciydi, sürekli kullanımda 24 saatten fazla dayanıyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.