Languish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Languish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Languish

Languish, “çürümek, güçsüzleşmek, zayıflamak” gibi anlamlara gelir.

  1. After being stranded in the desert for days, the hiker began to languish and lose hope. (Çölde günlerce mahsur kalan yürüyüşçü, güçsüzleşmeye ve umutlarını kaybetmeye başladı.)
  2. The neglected garden began to languish without proper care. (İlgisizlik nedeniyle bakımsız kalan bahçe, düzgün bakım olmadan zayıflamaya başladı.)
  3. Without any new projects, the employees began to languish in their routine work. (Yeni projeler olmadan, çalışanlar rutin işlerinde güçsüzleşmeye başladılar.)
  4. The flowers in the vase began to languish after a few days without water. (Sulama olmadan birkaç gün geçtikten sonra vazodaki çiçekler zayıflamaya başladı.)
  5. The patient continued to languish in the hospital bed despite the best efforts of the doctors. (Doktorların en iyi çabalarına rağmen hastalar hastane yataklarında zayıflamaya devam ederler.)
  6. The restaurant began to languish after a bad review in the local newspaper. (Yerel gazetede kötü bir yorumdan sonra restoran zayıflamaya başladı.)
  7. Without exercise, my muscles began to languish and lose their strength. (Egzersiz yapmadan, kaslarım zayıflamaya ve güçlerini kaybetmeye başladı.)
  8. The old mansion was left to languish for years before being restored to its former glory. (Eski malikane yıllarca zayıflamasına izin verildi, eski ihtişamına geri getirilmeden önce.)
  9. The once-popular fashion trend began to languish and eventually disappeared. (Bir zamanlar popüler olan moda trendi zayıflamaya ve sonunda ortadan kaybolmaya başladı.)
  10. The team’s performance began to languish after the star player was injured. (Yıldız oyuncu yaralandıktan sonra takımın performansı zayıflamaya başladı.)
  11. The neglected cat began to languish without food or water. (Yemek veya su olmadan bakımsız kalan kedi zayıflamaya başladı.)
  12. The old computer began to languish and slow down after years of use. (Yıllarca kullanıldıktan sonra eski bilgisayar zayıflamaya ve yavaşlamaya başladı.)
  13. The small town began to languish after the factory closed down. (Fabrika kapandıktan sonra küçük kasaba zayıflamaya başladı.)
  14. The boxer began to languish after a series of losses in the ring. (Ringdeki bir dizi yenilgiden sonra boksör zayıflamaya başladı.)
  15. The company began to languish due to poor management and a lack of innovation. (Kötü yönetim ve yenilik eksikliği neden
  1. The prisoner began to languish in his cell, feeling hopeless and forgotten. (Hücresinde umutsuz ve unutulmuş hisseden mahkum zayıflamaya başladı.)
  2. The garden began to languish in the hot summer sun without regular watering. (Düzenli sulama olmadan sıcak yaz güneşinde bahçe zayıflamaya başladı.)
  3. The business began to languish after the owner passed away, as there was no one to take over. (Sahibinin ölümünden sonra işletme kimseye devredilmediği için zayıflamaya başladı.)
  4. The relationship began to languish after they stopped putting in effort to keep it strong. (İlişki, güçlü tutmak için çaba harcamayı bıraktıklarında zayıflamaya başladı.)
  5. The old book began to languish on the shelf, gathering dust and forgotten. (Rafın üzerinde tozlanan ve unutulan eski kitap zayıflamaya başladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.