Labour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Labour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Labour

Labour, İngilizce’de “çalışma” anlamına gelir. İş ile ilgili faaliyetleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The labour force is an important component of the economy. (İşgücü ekonomi için önemli bir bileşendir.)
  2. Labour unions often negotiate with employers for better wages and working conditions. (İşçi sendikaları genellikle daha iyi ücretler ve çalışma koşulları için işverenlerle müzakere ederler.)
  3. Child labour is a serious problem in many developing countries. (Çocuk işçilik, birçok gelişmekte olan ülkede ciddi bir sorundur.)
  4. She went into labour at 2 a.m. and gave birth to a healthy baby boy. (O, saat 2’de doğuma girdi ve sağlıklı bir erkek bebek doğurdu.)
  5. The company is looking to cut labour costs by outsourcing some of their operations. (Şirket, bazı operasyonlarını dış kaynak kullanarak işgücü maliyetlerini azaltmayı hedefliyor.)
  6. The labour market is very competitive these days. (İş piyasası bu günlerde çok rekabetçidir.)
  7. He has been labouring in the fields all day. (O, tüm gün tarlada çalıştı.)
  8. Labour Day is a national holiday in many countries. (İşçi Bayramı, birçok ülkede milli bir tatildir.)
  9. It takes a lot of labour to build a house from scratch. (Sıfırdan bir ev yapmak için çok fazla emek gerekiyor.)
  10. The labour shortage in the construction industry is becoming a major problem. (İnşaat sektöründeki işgücü açığı büyük bir sorun haline geliyor.)
  11. The factory was forced to shut down due to a labour strike. (Fabrika, bir işçi grevi nedeniyle kapanmak zorunda kaldı.)
  12. She had to undergo a labour induction to give birth. (Doğum yapmak için doğum indüksiyonu yapması gerekti.)
  13. The company is hiring additional labour to meet the increased demand. (Şirket, artan talebi karşılamak için ek işgücü işe almaktadır.)
  14. He has been labouring over his thesis for months. (O, tezini aylardır çabalıyor.)
  15. The government is implementing new labour laws to protect workers’ rights. (Hükümet, işçilerin haklarını korumak için yeni iş yasaları uyguluyor.)
  16. She is in labour and needs to go to the hospital. (O doğum ağrısı çekiyor ve hastaneye gitmesi gerekiyor.)
  17. Labour-saving devices have made household chores much easier. (

Evin işlerini kolaylaştıran cihazlar ev işlerini çok daha kolay hale getirdi.)
18. The labour-intensive process of making handmade crafts is time-consuming. (El yapımı el sanatları yapmak için işgücü yoğun bir süreç zaman alıcıdır.)

  1. Many companies are implementing labour-saving technologies to increase productivity. (Birçok şirket, verimliliği artırmak için işgücü tasarrufu teknolojileri uygulamaktadır.)
  2. Labour negotiations between the union and management have been ongoing for months. (Sendika ve yönetim arasındaki iş müzakereleri aylardır devam ediyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.