Kin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Kin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Kin İle İlgili Cümleler

Kin, bir kişiye, bir şeye veya bir gruba karşı duyulan şiddetli düşmanlık, öfke veya nefret hissi anlamına gelir. İşte 20 örnek cümle:

  1. I can sense the kin in his voice when he talks about his ex-wife. (Boşanmış karısı hakkında konuşurken hissettiğim öfkeyi sesinde hissedebiliyorum.)
  2. The two families have been holding kin against each other for generations. (İki aile nesillerdir birbirlerine karşı kin besliyorlar.)
  3. She couldn’t help feeling kin towards her brother’s murderer. (Erkek kardeşinin katiline karşı kin beslemekten kendini alamadı.)
  4. I don’t understand why he’s holding kin against me. (Neden benimle ilgili öfke besliyor anlamıyorum.)
  5. The kin between the two countries runs deep. (İki ülke arasındaki düşmanlık kökleri derindir.)
  6. She tried to suppress the kin she felt towards her cheating boyfriend. (Aldatan erkek arkadaşına karşı hissettiği öfkeyi bastırmaya çalıştı.)
  7. The kin between the two rival gangs escalated into a full-blown war. (İki rakip çete arasındaki düşmanlık tam ölçekli bir savaşa dönüştü.)
  8. He felt kin towards the homeless man sleeping on the bench. (Bankta uyuyan evsiz adama karşı öfke hissetti.)
  9. The politician was accused of stirring up kin towards immigrants. (Politikacı, göçmenlere karşı düşmanlık uyandırmakla suçlandı.)
  10. His kin towards his former best friend grew stronger as time went by. (Eski en iyi arkadaşına karşı beslediği öfke zamanla daha da arttı.)
  11. The two sisters held kin against each other for years after a disagreement. (İki kız kardeş bir anlaşmazlıktan sonra yıllar boyunca birbirlerine karşı kin tuttu.)
  12. She couldn’t help but feel kin towards the abused animals she saw on TV. (TV’de gördüğü istismar edilmiş hayvanlara karşı öfke hissetmemek için kendini zor tuttu.)
  13. The kin between the two sports teams was intense during the championship game. (Şampiyonluk maçında iki spor takımı arasındaki düşmanlık şiddetliydi.)
  14. He had to suppress the kin he felt towards his boss for unfairly treating him. (Ona haksız davrandığı için patronuna karşı hissettiği öfkeyi bastırmak zorunda kaldı.)
  15. The kin between the two brothers stemmed from childhood resentment. (İki kardeş arasındaki düşmanlık çocuklukta hissedilen kıskançlık ve öfkeye dayanıyordu.)
  16. She was filled with kin when she saw the damage done to her car by a hit-and-run driver. (Kaçan bir sürüc
  1. The kin between the two political parties has been escalating in recent years. (İki siyasi parti arasındaki düşmanlık son yıllarda artmaktadır.)
  2. He felt a deep kin towards his hometown, which he had to leave for work. (İş için terk etmek zorunda kaldığı doğduğu şehre karşı derin bir öfke hissetti.)
  3. The kin between the two co-workers turned into a physical altercation. (İki iş arkadaşı arasındaki düşmanlık fiziksel bir kavgaya dönüştü.)
  4. She tried to let go of the kin she felt towards her ex-husband for the sake of their children. (Çocukları için eski kocasına karşı hissettiği öfkeyi bırakmaya çalıştı.)

(Türkçe karşılıkları ile birlikte)

  1. Boşanmış karısı hakkında konuşurken hissettiğim öfkeyi sesinde hissedebiliyorum.
  2. İki aile nesillerdir birbirlerine karşı kin besliyorlar.
  3. Erkek kardeşinin katiline karşı kin beslemekten kendini alamadı.
  4. Neden benimle ilgili öfke besliyor anlamıyorum.
  5. İki ülke arasındaki düşmanlık kökleri derindir.
  6. Aldatan erkek arkadaşına karşı hissettiği öfkeyi bastırmaya çalıştı.
  7. İki rakip çete arasındaki düşmanlık tam ölçekli bir savaşa dönüştü.
  8. Bankta uyuyan evsiz adama karşı öfke hissetti.
  9. Politikacı, göçmenlere karşı düşmanlık uyandırmakla suçlandı.
  10. Eski en iyi arkadaşına karşı beslediği öfke zamanla daha da arttı.
  11. İki kız kardeş bir anlaşmazlıktan sonra yıllar boyunca birbirlerine karşı kin tuttu.
  12. TV’de gördüğü istismar edilmiş hayvanlara karşı öfke hissetmemek için kendini zor tuttu.
  13. Şampiyonluk maçında iki spor takımı arasındaki düşmanlık şiddetliydi.
  14. Ona haksız davrandığı için patronuna karşı hissettiği öfkeyi bastırmak zorunda kaldı.
  15. İki kardeş arasındaki düşmanlık çocuklukta hissedilen kıskançlık ve öfkeye dayanıyordu.
  16. Kaçan bir sürücü tarafından aracına verilen hasar karşısında öfkeyle doluydu.
  17. İki siyasi parti arasındaki düşmanlık son yıllarda artmaktadır.
  18. İş için terk etmek zorunda kaldığı doğduğu şehre karşı derin bir öfke hissetti.
  19. İki iş arkadaşı arasındaki düşmanlık fizik

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.