Keep A Tab On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Keep A Tab On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Keep a tab on ne demek?

Keep a tab on, bir şeyi yakından takip etmek veya kontrol etmek anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. Keep a tab on your expenses if you want to save money. (Para biriktirmek istiyorsanız harcamalarınızı yakından takip edin.)
  2. I’ll keep a tab on the weather forecast and let you know if there are any changes. (Hava tahminini yakından takip edeceğim ve herhangi bir değişiklik olursa size haber vereceğim.)
  3. You should keep a tab on your blood pressure if you have high blood pressure. (Yüksek tansiyonunuz varsa, tansiyonunuzu yakından takip etmelisiniz.)
  4. The teacher told us to keep a tab on our progress throughout the semester. (Öğretmen, dönem boyunca ilerlememizi yakından takip etmemizi söyledi.)
  5. Can you keep a tab on the time for me? I don’t want to be late for my appointment. (Benim için zamanı takip eder misin? Randevuma geç kalmak istemiyorum.)
  6. The company hired a security firm to keep a tab on its employees. (Şirket, çalışanlarını yakından takip etmek için bir güvenlik firması tuttu.)
  7. You need to keep a tab on your calories if you want to lose weight. (Kilo vermek istiyorsanız, kalorilerinizi yakından takip etmelisiniz.)
  8. He promised to keep a tab on his son’s grades and make sure he was doing well in school. (Oğlunun notlarını yakından takip edeceğine ve okulda iyi performans gösterdiğinden emin olacağına söz verdi.)
  9. The boss asked the secretary to keep a tab on his schedule and remind him of important appointments. (Patron, sekreterinden programını yakından takip etmesini ve önemli randevuları hatırlatmasını istedi.)
  10. It’s important to keep a tab on your bank account to avoid overdraft fees. (Aşırı çekim ücretlerinden kaçınmak için banka hesabınızı yakından takip etmek önemlidir.)
  11. She promised to keep a tab on her friend’s health and make sure she was taking her medication. (Arkadaşının sağlığını yakından takip edeceğine ve ilaçlarını aldığından

    emin olacağına söz verdi.)

  12. The coach told the players to keep a tab on their opponents’ movements during the game. (Antrenör, oyuncularına maç sırasında rakiplerinin hareketlerini yakından takip etmelerini söyledi.)
  13. You should keep a tab on your inbox and respond to important emails promptly. (Gelen kutunuzu yakından takip etmeli ve önemli e-postalara hızlıca cevap vermeliisiniz.)
  14. The project manager asked the team to keep a tab on their progress and update him regularly. (Proje yöneticisi, takımın ilerlemesini yakından takip etmesini ve kendisini düzenli olarak güncellemesini istedi.)
  15. The police were asked to keep a tab on the suspect’s activities. (Polisten, şüphelinin faaliyetlerini yakından takip etmesi istendi.)
  16. You need to keep a tab on your luggage at all times to avoid losing it. (Bavullarınızı kaybetmekten kaçınmak için her zaman onları yakından takip etmelisiniz.)
  17. The parents asked the babysitter to keep a tab on their children and make sure they were safe. (Ebeveyler, çocuklarını yakından takip etmesi ve güvende olduklarından emin olması için bebek bakıcısına söyledi.)
  18. The IT department was asked to keep a tab on the company’s network security. (Bilgi işlem departmanından, şirketin ağ güvenliğini yakından takip etmesi istendi.)
  19. The manager asked the employees to keep a tab on their attendance and not be late for work. (Yönetici, çalışanların devamlılıklarını yakından takip etmelerini ve işe geç kalmamalarını istedi.)
  20. The doctor advised the patient to keep a tab on their blood sugar levels. (Doktor, hastanın kan şekeri seviyelerini yakından takip etmesini önerdi.)

Türkçe karşılığı: yakından takip etmek, kontrol etmek

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.