Juxtaposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Juxtaposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Juxtaposition Nedir?

Juxtaposition, iki veya daha fazla nesne, fikir veya kavramın yan yana konulmasıdır. Bu durumda, bu nesneler, fikirler veya kavramlar birbiriyle karşılaştırılabilir veya birbirine bağlanabilir.

Örnek cümleler:

  1. The juxtaposition of the old and the new buildings is striking. (Eski ve yeni binaların yan yana duruşu etkileyicidir.)
  2. The painter used the juxtaposition of colors to create a sense of depth. (Ressam, renklerin yan yana duruşunu derinlik hissi yaratmak için kullandı.)
  3. The film relies heavily on the juxtaposition of different time periods. (Film, farklı zaman dönemlerinin yan yana duruşuna ağırlık verir.)
  4. The writer’s use of juxtaposition created an interesting contrast between the protagonist and the antagonist. (Yazarın çelişkili karakterlerin yan yana duruşu ilginç bir tezat yarattı.)
  5. The restaurant’s decor is a juxtaposition of modern and traditional styles. (Restoranın dekorasyonu modern ve geleneksel tarzların yan yana duruşunu sergiliyor.)
  6. The juxtaposition of the two poems highlighted their similarities and differences. (İki şiirin yan yana duruşu benzerliklerini ve farklılıklarını vurguladı.)
  7. The artist’s work often involves the juxtaposition of found objects. (Sanatçının çalışmaları sık sık bulunan nesnelerin yan yana duruşunu içerir.)
  8. The juxtaposition of the two musical styles created a unique sound. (İki müzik tarzının yan yana duruşu benzersiz bir ses yarattı.)
  9. The photographer used the juxtaposition of light and shadow to create a dramatic effect. (Fotoğrafçı, ışık ve gölgenin yan yana duruşunu dramatik bir etki yaratmak için kullandı.)
  10. The play’s use of juxtaposition added depth to the characters. (Oyunun, karakterlere derinlik katmak için çelişkili duruşunu kullandı.)
  11. The museum’s exhibit featured the juxtaposition of ancient and contemporary art. (Müzenin sergisi antik ve çağdaş sanatın yan yana duruşunu sergiledi.)
  12. The writer’s juxtaposition of humor and tragedy created a poignant effect. (Yazarın mizah ve trajedinin yan yana duruşu dokunaklı bir etki yarattı.)
  13. The artist’s use of juxtaposition challenged the viewer’s perception of reality. (Sanatçının çelişkili duruşu, izleyicinin gerçeklik algısını sorguladı.)
  14. The juxtaposition of the two cultures highlighted their similarities and differences. (İki kültürün yan yana duruşu benzerliklerini ve farklılıklarını vurguladı.)
  15. The advertisement’s use of juxtaposition created a memorable image. (Reklamın, çelişkili duruşu unutulmaz bir imaj yarattı.)
  16. The

juxtaposition of the two political parties’ platforms revealed stark differences. (İki siyasi partinin platformlarının yan yana duruşu keskin farklılıklarını ortaya çıkardı.)
17. The sculpture’s juxtaposition of materials added texture and dimension. (Heykelin malzemelerin çelişkili duruşu, doku ve boyut ekledi.)

  1. The filmmaker’s use of juxtaposition created a sense of irony. (Filmmakerın çelişkili duruşu, bir ironi hissi yarattı.)
  2. The poem’s juxtaposition of light and dark imagery created a haunting mood. (Şiirin ışık ve karanlık imgelerin yan yana duruşu, ürkütücü bir atmosfer yarattı.)
  3. The novel’s use of juxtaposition highlighted the protagonist’s inner conflict. (Romanın, çelişkili duruşu, ana karakterin içsel çatışmasını vurguladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.