Juddering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Juddering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Juddering

Juddering, aniden durup tekrar başlama ile karakterize edilen sarsıntılı bir hareket veya titreşimdir. Bu hareket genellikle araçlar veya makinelerle ilişkilendirilir ve sıklıkla sorunlara işaret eder.

Örnek cümleler:

  1. The car was juddering as it struggled up the steep hill. (Araba, dik yokuşa çıkmakta zorlandığı için sarsılıyordu.)
  2. The washing machine started juddering during the spin cycle. (Çamaşır makinesi, çevirme döngüsü sırasında sarsılmaya başladı.)
  3. The plane juddered as it hit turbulence. (Uçak türbülansa girdiğinde sarsıldı.)
  4. The roller coaster juddered to a stop at the end of the ride. (Roller coaster yolculuğunun sonunda durarak sarsıldı.)
  5. The train juddered along the tracks, making the passengers feel uneasy. (Tren raylar boyunca sarsılarak hareket ediyordu, yolcuların huzursuz hissetmesine neden oldu.)
  6. The engine of the old car was juddering badly, indicating a serious problem. (Eski arabaların motoru kötü bir şekilde sarsılıyor, ciddi bir soruna işaret ediyor.)
  7. The bridge juddered as the heavy truck crossed over it. (Ağır kamyon üzerinden geçtiğinde köprü sarsıldı.)
  8. The earthquake caused the ground to judder violently. (Deprem yerin şiddetli bir şekilde sarsılmasına neden oldu.)
  9. The washing machine juddered and then stopped altogether. (Çamaşır makinesi sarsıldı ve tamamen durdu.)
  10. The juddering of the drill made it difficult to make a straight hole. (Matkabın sarsıntısı, düzgün bir delik açmayı zorlaştırdı.)
  11. The juddering of the printing press caused the pages to come out unevenly. (Baskı makinesinin sarsıntısı, sayfaların düzensiz çıkmasına neden oldu.)
  12. The boat juddered as it hit a wave, causing the passengers to hold on tightly. (Tekne, bir dalga ile karşılaştığında sarsıldı ve yolcuların sıkıca tutunmasına neden oldu.)
  13. The car juddered to a stop at the red light. (Araç, kırmızı ışıkta durmak için sarsılarak durdu.)
  14. The juddering of the power tools made it difficult to work for long periods. (Elektrikli aletlerin sarsıntısı, uzun süre çalışmayı zorlaştırdı.)
  15. The elevator juddered before coming to a sudden stop between floors. (Asansör, katlar arasında ani bir duraklama öncesinde sarsıldı.)
  16. The juddering of the plane’s engines made the passengers nervous. (Uçağın motorlarının sarsıntısı, yolcuları endişelendirdi.)
  17. The
  1. car juddered as it went over the pothole in the road. (Araç, yoldaki çukura girerken sarsıldı.)
  2. The juddering of the jackhammer made it difficult for nearby residents to sleep. (Kırıcı matkapların sarsıntısı, yakındaki sakinlerin uyumasını zorlaştırdı.)
  3. The juddering of the washing machine caused the water to spill out onto the floor. (Çamaşır makinesinin sarsıntısı, suyun zemine dökülmesine neden oldu.)
  4. The old bike juddered as it struggled up the hill, making the rider feel uneasy. (Eski bisiklet, yokuşa çıkmakta zorlandığı için sarsılarak hareket etti ve sürücüyü huzursuz hissettirdi.)

Türkçe karşılıklarını mavi ve kalın HTML etiketi ile yazdığımız örnek cümlelerimiz yukarıda yer almaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.