Jaunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jaunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jaunt Nedir?

Jaunt, kısa bir gezi ya da gezinti anlamına gelen İngilizce bir kelime.

Örnek Cümleler:

1. I took a quick jaunt around the park to get some fresh air. (Biraz temiz hava almak için parkta kısa bir gezinti yaptım.)
2. The couple went on a romantic jaunt to Paris. (Çift Paris’e romantik bir geziye çıktı.)
3. He decided to take a jaunt to the beach for the weekend. (Hafta sonu için plaja bir gezi yapmaya karar verdi.)
4. She suggested a jaunt to the nearby town for lunch. (Öğle yemeği için yakındaki kasabaya bir gezinti önerdi.)
5. We went on a jaunt to the countryside to enjoy the scenery. (Manzarayı izlemek için kırsala bir gezintiye çıktık.)
6. The group took a jaunt through the city to see the famous landmarks. (Grup, ünlü anıtları görmek için şehirde bir gezintiye çıktı.)
7. My friend and I went on a jaunt to the mall to do some shopping. (Arkadaşım ve ben alışveriş yapmak için alışveriş merkezine bir gezinti yaptık.)
8. The family took a jaunt to the amusement park to have some fun. (Aile, eğlenmek için lunaparka bir gezinti yaptı.)
9. After work, she often takes a jaunt around the block to clear her mind. (İşten sonra, zihnini boşaltmak için sık sık blokta bir gezinti yapar.)
10. The backpackers went on a jaunt to the mountains for a camping trip. (Sırt çantalılar, bir kamp gezisi için dağlara bir geziye çıktılar.)
11. He took a jaunt to the bookstore to buy some new books. (Yeni kitaplar almak için kitapçıya bir gezinti yaptı.)
12. The group of friends took a jaunt to the beach for a bonfire party. (Arkadaş grubu, bir ateş partisi için plaja bir gezinti yaptı.)
13. The couple enjoyed a romantic jaunt on the river in a small boat. (Çift, küçük bir tekneyle nehirden romantik bir geziye çıktı.)
14. She took a quick jaunt to the grocery store to buy some milk. (Biraz süt almak için hızlıca markete bir gezinti yaptı.)
15. The tourists went on a jaunt to the historical museum to learn about the city’s past. (Turistler, şehrin geçmişi hakkında bilgi edinmek için tarihi müzeye bir gezintiye çıktılar.)
16. The jogger took a jaunt through the park to get some exercise. (Koşucu, egzersiz yapmak için parkta bir gezinti yaptı.)
17. The children took a jaunt to the zoo to see the animals. (Çocuklar, hayvanları görmek için hayvanat bahçesine bir gezinti yaptılar.)
18. He decided to take a

jaunt to the mountains to go skiing for the weekend. (Hafta sonu için kayak yapmak için dağlara bir gezi yapmaya karar verdi.)
19. The group of coworkers took a jaunt to the new restaurant in town for lunch. (İş arkadaşları, öğle yemeği için şehirdeki yeni restorana bir gezinti yaptılar.)

20. She enjoyed a peaceful jaunt through the park, listening to the birds chirping. (Kuşların ötüşünü dinleyerek, huzurlu bir şekilde parkta bir gezinti yaptı.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkte yazılmıştır.)