Jade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jade Nedir?

Jade, bir çeşit değerli taştır ve özellikle Asya kültürlerinde önemli bir yere sahiptir. Genellikle yeşil renkte olur ve süs eşyası yapımında kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I bought a beautiful jade necklace for my wife’s birthday. (Eşimin doğum günü için güzel bir jade kolye aldım.)
2. The emperor’s throne was decorated with jade carvings. (İmparatorun tahtı jade oymalarla süslenmişti.)
3. She inherited a jade bracelet from her grandmother. (Büyükannesinden bir jade bilezik miras aldı.)
4. The ancient Chinese believed that jade had magical powers. (Eski Çinliler jade’nin sihirli güçlere sahip olduğuna inanırdı.)
5. The museum has a collection of jade artifacts from different parts of the world. (Müze, dünyanın farklı bölgelerinden gelen jade eserlerinin bir koleksiyonuna sahiptir.)
6. Jade is a popular material for making figurines and sculptures. (Jade, figürler ve heykeller yapmak için popüler bir malzemedir.)
7. The jewelry store had a variety of jade pieces on display. (Mücevher dükkanı sergide çeşitli jade parçaları vardı.)
8. She wore a jade ring on her finger. (Parmaklarında jade bir yüzük takıyordu.)
9. The vase was made of jade and was exquisitely crafted. (Vazo jade’den yapılmış ve ustaca işlenmişti.)
10. In some cultures, jade is believed to bring good luck and prosperity. (Bazı kültürlerde jade’nin iyi şans ve refah getirdiğine inanılır.)
11. The artisan spent months carving a jade dragon. (Usta, bir jade ejderhası oymak için aylar harcadı.)
12. The pendant was made of jade and had intricate patterns. (Kolye jade’den yapılmıştı ve karmaşık desenlere sahipti.)
13. The jade sculpture was displayed prominently in the museum’s entrance hall. (Jade heykeli müzenin giriş holünde önemli bir yerde sergileniyordu.)
14. The price of jade can vary depending on its quality and rarity. (Jade’nin fiyatı kalitesine ve nadirliğine bağlı olarak değişebilir.)
15. He gave her a jade bangle as a symbol of their friendship. (Ona arkadaşlıklarının bir simgesi olarak jade bir bilezik verdi.)
16. The jade statue was considered to be a national treasure. (Jade heykeli ulusal bir hazinedir olarak kabul edildi.)
17. She admired the intricate details on the jade vase. (Jade vazonun karmaşık detaylarını beğendi.)
18. The jade figurine was a gift from her grandfather. (Jade figürü, dedesinden bir hediye idi.)
19. The jade ornament was hand-carved by a skilled craftsman. (Jade süs eşyası, deneyimli bir zanaatkar tarafından el

işle oyma yapılarak yapılmıştı.)
20. The jade stone had a smooth and cool texture when touched. (Jade taşı dokunulduğunda pürüzsüz ve serin bir dokuya sahipti.)