İtem İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İtem İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Item

Item, Türkçede “madde, öğe, eşya” gibi anlamlara gelir. Genellikle bir listeleme içinde yer alan nesneleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I need to buy some items from the grocery store. (Marketten bazı şeyler almam gerekiyor.)
  2. The missing item in the puzzle was a small key. (Bulmacadaki eksik parça küçük bir anahtardı.)
  3. Please make sure to check all the items on the list. (Lütfen listedeki tüm maddeleri kontrol edin.)
  4. The item on the menu that caught my eye was the steak. (Menüde gözüme çarpan öğe biftekti.)
  5. The museum has an impressive collection of historical items. (Müze, tarihi eşyaların etkileyici bir koleksiyonuna sahip.)
  6. The item was out of stock, so I had to choose something else. (Madde stokta yoktu, bu yüzden başka bir şey seçmek zorunda kaldım.)
  7. I found a lost item on the street and returned it to its owner. (Sokakta kaybolmuş bir eşya buldum ve sahibine geri verdim.)
  8. Each item in the box was carefully wrapped in bubble wrap. (Kutudaki her öğe balonlu naylonla dikkatlice sarılmıştı.)
  9. The auctioneer announced the next item for sale. (Müzayede göstericisi, satışa sunulacak sonraki öğeyi duyurdu.)
  10. The store had a clearance sale on all its items. (Mağaza tüm ürünlerinde bir indirim kampanyası düzenledi.)
  11. We need to discuss each item on the agenda in detail. (Gündemdeki her maddeyi detaylı bir şekilde tartışmamız gerekiyor.)
  12. I need to make a list of all the items I want to pack for my trip. (Seyahatim için paketleyeceğim tüm öğelerin bir listesini yapmam gerekiyor.)
  13. The item was too heavy for me to carry alone, so I asked for help. (Madde benim tek başıma taşımak için çok ağırdı, bu yüzden yardım istedim.)
  14. The store had a limited edition item that was only available for a short time. (Mağaza, sadece kısa bir süre için mevcut olan sınırlı sayıda bir öğeye sahipti.)
  15. I accidentally left an item on the train and had to go back to retrieve it. (Trende yanlışlıkla bir eşya unuttum ve geri almak için geri gitmek zorunda kaldım.)
  16. The restaurant charged us for an item we didn’t order, but they removed it from the bill when we pointed it out. (Restoran bize sipariş etmediğimiz bir ürün için ücret aldı, ancak bunu fark ettirdiğimizde hesaptan çıkardılar.)
  17. The item was so fragile that it broke during shipping. (Madde o kadar kır

ılgan olduğu için sevkiyat sırasında kırıldı.)
18. The museum has a display of everyday items from the past. (Müze, geçmişten günlük kullanım eşyalarının sergisine sahip.)

  1. The item I ordered online finally arrived after two weeks. (Online olarak sipariş ettiğim öğe iki hafta sonra nihayet geldi.)
  2. The company sells a variety of items, from electronics to clothing. (Şirket elektroniklerden giyim eşyalarına kadar çeşitli ürünler satıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.