İrresistibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrresistibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrresistibly

İrresistibly, Türkçe’de “dayanılmaz bir şekilde” anlamına gelir. İşte İrresistibly kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler:

  1. She was irresistibly drawn to him. (Ona dayanılmaz bir şekilde çekiliyordu.)
  2. The smell of freshly baked cookies was irresistibly tempting. (Taze pişmiş kurabiyelerin kokusu dayanılmazca cazipti.)
  3. The ocean view from the hotel balcony was irresistibly beautiful. (Otel balkonundan deniz manzarası dayanılmazca güzeldi.)
  4. The puppy’s big, round eyes were irresistibly adorable. (Yavru köpeğin büyük, yuvarlak gözleri dayanılmazca sevimliydi.)
  5. The music was so good that it was irresistibly danceable. (Müzik o kadar iyiydi ki dayanılmazca dans ettiriciydi.)
  6. The scent of lavender was irresistibly calming. (Lavanta kokusu dayanılmazca sakinleştiriciydi.)
  7. The little girl’s laughter was irresistibly contagious. (Küçük kızın kahkahası dayanılmazca bulaşıcıydı.)
  8. The book’s plot was irresistibly gripping. (Kitabın hikayesi dayanılmazca sürükleyiciydi.)
  9. The sunset was so beautiful that it was irresistibly romantic. (Güneş batışı o kadar güzeldi ki dayanılmazca romantikti.)
  10. The smell of freshly brewed coffee was irresistibly invigorating. (Taze demlenmiş kahve kokusu dayanılmazca canlandırıcıydı.)
  11. The softness of the blanket was irresistibly comforting. (Battaniyenin yumuşaklığı dayanılmazca rahatlatıcıydı.)
  12. The baby’s chubby cheeks were irresistibly pinchable. (Bebeğin tombul yanakları dayanılmazca sıkılabilir görünüyordu.)
  13. The comedian’s jokes were irresistibly hilarious. (Komedyenin şakaları dayanılmazca komikti.)
  14. The smell of freshly cut grass was irresistibly nostalgic. (Taze kesilmiş çimen kokusu dayanılmazca nostaljikti.)
  15. The actor’s performance was irresistibly captivating. (Aktörün performansı dayanılmazca etkileyiciydi.)
  16. The beauty of the artwork was irresistibly mesmerizing. (Sanat eserinin güzelliği dayanılmazca hipnotize ediciydi.)
  17. The smell of the ocean was irresistibly refreshing. (Deniz kokusu dayanılmazca ferahlattı.)
  18. The warmth of the fire was irresistibly cozy. (Ateşin sıcaklığı dayanılmazca rahatlatıcıydı.)
  19. The texture of the silk was irresistibly smooth. (İpeğin dokusu dayanılmazca pürüzsüzdü.)
  20. The taste of the chocolate was irresistibly decadent. (Çikolatanın tadı dayanı

lmazca zengin ve lezzetliydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.