Chicken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chicken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chicken

Chicken, Türkçe’de “tavuk” anlamına gelir. Tavuk eti, dünya genelinde popüler bir yiyecektir ve birçok kültürde yemek pişirmek için kullanılır.

İşte örnek cümleler:

1. I had a chicken sandwich for lunch. (Öğle yemeğinde tavuklu sandviç yedim.)
2. My favorite type of pizza is topped with chicken. (En sevdiğim pizza çeşidi tavuklu olanıdır.)
3. She cooked a delicious chicken curry for dinner. (Akşam yemeği için harika bir tavuklu köri yaptı.)
4. The farmer raises chickens on his farm. (Çiftçi çiftliğinde tavuk yetiştiriyor.)
5. Chicken soup is a great comfort food when you’re feeling sick. (Hasta olduğunuzda tavuk çorbası, sizi rahatlatan harika bir yiyecektir.)
6. I prefer chicken breasts over chicken thighs. (Tavuk göğsünü tavuk butuna tercih ederim.)
7. She ordered a spicy chicken salad for lunch. (Öğle yemeği için acılı tavuk salatası sipariş etti.)
8. They grilled chicken kebabs for the party. (Parti için tavuk şiş kebapları pişirdiler.)
9. The chicken was marinated in lemon and garlic. (Tavuk, limon ve sarımsakta marine edildi.)
10. My mom’s fried chicken is the best. (Annemin kızarmış tavuğu en iyisi.)
11. The restaurant’s specialty is their roasted chicken. (Restoranın özelliği, kızarmış tavuklarıdır.)
12. He ate a chicken pot pie for dinner. (Akşam yemeği için tavuklu börek yedi.)
13. They sell organic chicken at the farmers’ market. (Çiftçiler pazarında organik tavuk satılıyor.)
14. I’m making chicken fajitas for dinner tonight. (Bu gece akşam yemeği için tavuklu fajita yapıyorum.)
15. The chicken coop needs to be cleaned out. (Tavuk kümesi temizlenmesi gerekiyor.)
16. I love the smell of chicken roasting in the oven. (Fırında kızarmış tavuk kokusunu seviyorum.)
17. They are raising free-range chickens on their farm. (Çiftliklerinde serbest dolaşan tavuk yetiştiriyorlar.)
18. The recipe calls for boneless, skinless chicken breasts. (Tarif, kemiksiz, derisiz tavuk göğsü istiyor.)
19. My dog loves to chase the chickens in the yard. (Köpeğim bahçedeki tavukları kovalamayı seviyor.)
20. The restaurant offers a vegetarian option instead of chicken. (Restoran, tavuk yerine vejetaryen bir seçenek sunuyor.)

21. The chicken wings were so spicy, they made my eyes water. (Tavuk kanatları o kadar acıydı ki, gözlerim sulandı.)
22. The chicken Caesar salad is a classic dish. (Tavuklu Caesar salatası klasik bir yemektir.)
23. She raised her own chickens and sold the eggs at the farmers’ market. (Kendi tavuklarını yetiştirdi ve yumurtalarını çiftçi pazarında sattı.)
24. The fried chicken came with a side of mashed potatoes and gravy. (Kızarmış tavuk, püre patates ve sos eşliğinde geldi.)
25. The chicken nuggets were a hit with the kids at the party. (Tavuk nuggetleri, partiye katılan çocuklar tarafından sevildi.)
26. He’s a vegetarian, so he doesn’t eat chicken. (O bir vejetaryen olduğu için tavuk yemez.)
27. The chicken was cooked to perfection – juicy and flavorful. (Tavuk mükemmel pişirildi – sulu ve lezzetliydi.)
28. The restaurant offers a variety of chicken dishes, from grilled to fried. (Restoran, ızgaradan kızartmaya kadar çeşitli tavuk yemekleri sunuyor.)
29. She made a chicken stir-fry for a quick and easy weeknight dinner. (Hızlı ve kolay bir hafta içi yemeği için tavuklu wok yemeği yaptı.)
30. The chicken was seasoned with herbs and spices, giving it a delicious flavor. (Tavuk, otlar ve baharatlarla lezzetlendirilmişti, harika bir tat veriyordu.)