İrreparably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrreparably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrreparably:

İrreparably, Türkçe karşılığı “tamir edilemez şekilde” olan bir İngilizce kelimedir. İrreparably kelimesi, bir şeyin geri dönüşü olmayacak şekilde hasar gördüğünü veya bir hata yapıldığında düzeltilemeyeceğini ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. My laptop was irreparably damaged when it fell off the balcony. (Dizüstü bilgisayarım balkondan düştüğünde tamir edilemez şekilde hasar gördü.)
  2. The mistake you made has irreparably damaged our friendship. (Yaptığın hata arkadaşlığımızı tamir edilemez şekilde bozdu.)
  3. The fire irreparably destroyed the historical building. (Yangın tarihi binayı tamir edilemez şekilde yok etti.)
  4. The car crash irreparably injured the driver. (Araba kazası sürücüyü tamir edilemez şekilde yaraladı.)
  5. The flood irreparably damaged the crops. (Sel bölgedeki tarım ürünlerini tamir edilemez şekilde zarar verdi.)
  6. The company’s reputation was irreparably damaged by the scandal. (Şirketin itibarı skandal nedeniyle tamir edilemez şekilde zarar gördü.)
  7. The death of their son irreparably broke their hearts. (Oğullarının ölümü kalplerini tamir edilemez şekilde kırdı.)
  8. The war irreparably damaged the country’s infrastructure. (Savaş ülkenin altyapısını tamir edilemez şekilde zarar verdi.)
  9. The divorce irreparably affected the children’s mental health. (Boşanma çocukların ruh sağlığına tamir edilemez şekilde etki etti.)
  10. The oil spill irreparably damaged the marine ecosystem. (Petrol sızıntısı deniz ekosistemini tamir edilemez şekilde bozdu.)
  11. The disease irreparably damaged his internal organs. (Hastalık iç organlarını tamir edilemez şekilde zarar verdi.)
  12. The earthquake irreparably damaged many historical landmarks. (Deprem birçok tarihi yapıyı tamir edilemez şekilde hasar gördü.)
  13. The construction project irreparably damaged the natural habitat of many species. (İnşaat projesi birçok türün doğal yaşam alanını tamir edilemez şekilde bozdu.)
  14. The betrayal irreparably damaged their trust in each other. (İhanet birbirlerine olan güvenlerini tamir edilemez şekilde bozdu.)
  15. The addiction irreparably damaged his career and personal relationships. (Bağımlılık kariyerini ve kişisel ilişkilerini tamir edilemez şekilde zarar verdi.)
  16. The terrorist attack irreparably changed the lives of the victims’ families. (Terör saldırısı kurbanların ailelerinin hayatını tamir edilemez şekilde değiştirdi.)
  17. The pollution irreparably damaged the air and water quality in the

surrounding areas. (Kirlilik çevredeki hava ve su kalitesini tamir edilemez şekilde bozdu.)
18. The embezzlement scandal irreparably damaged the company’s finances. (Zimmet skandalı şirketin finansal durumunu tamir edilemez şekilde zarar verdi.)

  1. The negligence of the medical staff irreparably harmed the patient. (Tıbbi personelin ihmali hastanın tamir edilemez şekilde zarar görmesine neden oldu.)
  2. The loss of her husband irreparably changed her life. (Eşinin kaybı hayatını tamir edilemez şekilde değiştirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.