İrredeemably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İrredeemably (Türkçe karşılığı: Kurtarılamaz bir şekilde)
İrredeemably, bir şeyin kurtarılamaz bir şekilde bozulduğunu, düzeltilmesinin veya telafisinin mümkün olmadığını ifade eder.
Örnek cümleler:
-
Her şeyi mahvettiği için ilişkimiz artık kurtarılamaz bir şekilde bozuldu.
(Our relationship is irredeemably ruined because of everything he has destroyed.) -
Kaza sonrası arabamız kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
(Our car was irredeemably damaged after the accident.) -
Ailemizin köpeği o kadar hasta ki, artık kurtarılamaz bir şekilde olduğu söylendi.
(Our family’s dog is so sick that it was said to be irredeemably ill.) -
Şirketimizin itibarı skandal yüzünden kurtarılamaz bir şekilde zedelendi.
(Our company’s reputation was irredeemably damaged due to the scandal.) -
Bu eski ev kurtarılamaz bir şekilde harap olmuş.
(This old house is irredeemably ruined.) -
Bu kıyafet kurtarılamaz bir şekilde yırtıldı.
(This garment was irredeemably torn.) -
Bu film kurtarılamaz bir şekilde kötüydü.
(This movie was irredeemably bad.) -
Bu hastalık kurtarılamaz bir şekilde ilerlemiş.
(This illness has irredeemably progressed.) -
Bu su baskını nedeniyle ev kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
(This flood caused irredeemably damage to the house.) -
Ülkenin ekonomisi kurtarılamaz bir şekilde çökmüş durumda.
(The country’s economy is irredeemably collapsed.) -
Bu bağımlılık kurtarılamaz bir şekilde hayatımı mahvetti.
(This addiction irredeemably ruined my life.) -
Bu dava kurtarılamaz bir şekilde kaybedildi.
(This case was irredeemably lost.) -
Bu hastalığın son aşamasında, artık kurtarılamaz bir şekilde ilerliyor.
(At the final stage of this illness, it is irredeemably progressing.) -
O, kurtarılamaz bir şekilde kayıp.
(He is irredeemably lost.) -
Bu yangın sonrası bina kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
(The building was irredeemably damaged after the fire.) -
Bu ilişki kurtarılamaz bir şekilde yürümez oldu.
(This relationship became irredeemably unworkable.) -
Bu öğrencinin başarısızlığı kurtarılamaz bir şekilde kötü etkilendi.
(This student’s failure was irredeemably affected.) -
Bu yaralanma kurtarılamaz bir
şekilde şiddetli.
(This injury is irredeemably severe.)
-
Bu maddi zarar kurtarılamaz bir şekilde büyük.
(This financial loss is irredeemably significant.) -
Bu yanlış anlaşılma kurtarılamaz bir şekilde çözümsüz.
(This misunderstanding is irredeemably unresolved.)
Hemen Yorum Yaz