İrredeemably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrredeemably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrredeemably (Türkçe karşılığı: Kurtarılamaz bir şekilde)

İrredeemably, bir şeyin kurtarılamaz bir şekilde bozulduğunu, düzeltilmesinin veya telafisinin mümkün olmadığını ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. Her şeyi mahvettiği için ilişkimiz artık kurtarılamaz bir şekilde bozuldu.
    (Our relationship is irredeemably ruined because of everything he has destroyed.)

  2. Kaza sonrası arabamız kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
    (Our car was irredeemably damaged after the accident.)

  3. Ailemizin köpeği o kadar hasta ki, artık kurtarılamaz bir şekilde olduğu söylendi.
    (Our family’s dog is so sick that it was said to be irredeemably ill.)

  4. Şirketimizin itibarı skandal yüzünden kurtarılamaz bir şekilde zedelendi.
    (Our company’s reputation was irredeemably damaged due to the scandal.)

  5. Bu eski ev kurtarılamaz bir şekilde harap olmuş.
    (This old house is irredeemably ruined.)

  6. Bu kıyafet kurtarılamaz bir şekilde yırtıldı.
    (This garment was irredeemably torn.)

  7. Bu film kurtarılamaz bir şekilde kötüydü.
    (This movie was irredeemably bad.)

  8. Bu hastalık kurtarılamaz bir şekilde ilerlemiş.
    (This illness has irredeemably progressed.)

  9. Bu su baskını nedeniyle ev kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
    (This flood caused irredeemably damage to the house.)

  10. Ülkenin ekonomisi kurtarılamaz bir şekilde çökmüş durumda.
    (The country’s economy is irredeemably collapsed.)

  11. Bu bağımlılık kurtarılamaz bir şekilde hayatımı mahvetti.
    (This addiction irredeemably ruined my life.)

  12. Bu dava kurtarılamaz bir şekilde kaybedildi.
    (This case was irredeemably lost.)

  13. Bu hastalığın son aşamasında, artık kurtarılamaz bir şekilde ilerliyor.
    (At the final stage of this illness, it is irredeemably progressing.)

  14. O, kurtarılamaz bir şekilde kayıp.
    (He is irredeemably lost.)

  15. Bu yangın sonrası bina kurtarılamaz bir şekilde hasar gördü.
    (The building was irredeemably damaged after the fire.)

  16. Bu ilişki kurtarılamaz bir şekilde yürümez oldu.
    (This relationship became irredeemably unworkable.)

  17. Bu öğrencinin başarısızlığı kurtarılamaz bir şekilde kötü etkilendi.
    (This student’s failure was irredeemably affected.)

  18. Bu yaralanma kurtarılamaz bir

şekilde şiddetli.
(This injury is irredeemably severe.)

  1. Bu maddi zarar kurtarılamaz bir şekilde büyük.
    (This financial loss is irredeemably significant.)

  2. Bu yanlış anlaşılma kurtarılamaz bir şekilde çözümsüz.
    (This misunderstanding is irredeemably unresolved.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.