İnveterate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnveterate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnveterate

İnveterate, “uzun süredir süregelen” veya “alışkanlık haline gelmiş” anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. He is an inveterate smoker, he can’t go without a cigarette for more than an hour.
    (Terlemiş bir sigara bağımlısıdır, bir saatten fazla sigara içmeden duramaz.)

  2. Sarah is an inveterate traveler, she has visited more than 50 countries.
    (Sarah, alışkanlık haline gelmiş bir gezgin, 50’den fazla ülkeyi ziyaret etti.)

  3. The inveterate gambler couldn’t resist the temptation of the slot machines.
    (Uzun süredir süregelen kumarbaz, slot makinelerinin cazibesine karşı koyamadı.)

  4. John is an inveterate liar, he never tells the truth.
    (John, alışkanlık haline gelmiş bir yalancıdır, asla gerçeği söylemez.)

  5. Despite his inveterate laziness, he managed to finish the project on time.
    (Alışkanlık haline gelmiş tembelliğine rağmen, projeyi zamanında bitirmeyi başardı.)

  6. The inveterate bachelor finally settled down and got married.
    (Uzun süredir süregelen bekar sonunda yerleşti ve evlendi.)

  7. Jane is an inveterate optimist, she always sees the bright side of things.
    (Jane, alışkanlık haline gelmiş bir iyimserdir, her zaman şeylerin iyi tarafını görür.)

  8. The company has an inveterate policy of promoting from within.
    (Şirketin içeriden terfi etme konusunda uzun süredir süregelen bir politikası var.)

  9. He’s an inveterate workaholic, he never takes a day off.
    (O, alışkanlık haline gelmiş bir işkolik, hiçbir zaman bir gün izin almaz.)

  10. The inveterate complainer always finds something to grumble about.
    (Uzun süredir süregelen şikayetçi her zaman dert yanacak bir şey bulur.)

  11. The inveterate shopper can’t resist a good sale.
    (Uzun süredir süregelen bir alışveriş tutkunu, iyi bir indirimi kaçıramaz.)

  12. Despite her inveterate shyness, she managed to give a great speech.
    (Alışkanlık haline gelmiş utangaçlığına rağmen, harika bir konuşma yapmayı başardı.)

  13. The inveterate procrastinator always puts things off until the last minute.
    (Uzun süredir süregelen erteleme alışkanlığı olan kişi, her zaman son dakikaya kadar işleri ertelemektedir.)

  14. The inveterate collector has amassed a huge collection of stamps.
    (Uzun süredir süregelen bir koleksiyoncu, büyük bir pul koleksiyonu biriktirdi.)

  15. He’s an inveterate snorer, he keeps everyone in the house awake at night.
    (O, al

ışkanlık haline gelmiş bir horlayıcı, herkesi gece uyanık tutuyor.)

  1. The inveterate risk-taker is always looking for the next thrill.
    (Uzun süredir süregelen risk alan kişi, her zaman bir sonraki heyecanı arıyor.)

  2. Despite her inveterate fear of heights, she went skydiving.
    (Alışkanlık haline gelmiş yükseklik korkusuna rağmen, gökyüzü dalışına gitti.)

  3. The inveterate night owl can’t seem to adjust to a normal sleep schedule.
    (Uzun süredir süregelen gece kuşu, normal bir uyku düzenine uyum sağlayamıyor gibi görünüyor.)

  4. He’s an inveterate pessimist, he always expects the worst.
    (O, alışkanlık haline gelmiş bir kötümser, her zaman en kötüsünü bekler.)

  5. The inveterate joker can always be counted on to make everyone laugh.
    (Uzun süredir süregelen şakacı, her zaman herkesi güldürmek için sayılır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.