İntimidation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Intimidation Nedir?
Intimidation, bir kişinin başka bir kişiyi korkutarak ya da tehdit ederek kontrol altına almaya çalışmasıdır.
Örnek cümleler:
- She was arrested for intimidation and harassment of her coworkers. (Meslektaşlarına yönelik korkutma ve taciz nedeniyle tutuklandı.)
- The bullies used intimidation to force the smaller kids to give them their lunch money. (Zorbalıklar, daha küçük çocukların öğle yemeği parasını vermek için korkutma taktikleri kullandılar.)
- His aggressive behavior was seen as intimidation by his colleagues. (Agresif davranışları, meslektaşları tarafından korkutma olarak görüldü.)
- The teacher’s stern tone was enough to cause intimidation in the students. (Öğretmenin sert tonu, öğrencilerde korku yaratmak için yeterliydi.)
- The gang used intimidation to scare off anyone who tried to enter their territory. (Çete, topraklarına girmeye çalışan herkesi korkutmak için korkutma taktikleri kullandı.)
- The threat of violence was enough to create a sense of intimidation in the witnesses. (Şiddet tehdidi, tanıklarda bir korku hissi yaratmak için yeterliydi.)
- The company’s aggressive tactics were seen as intimidation by its competitors. (Şirketin agresif taktikleri, rakipleri tarafından korkutma olarak görüldü.)
- The coach’s harsh criticism was interpreted as intimidation by the players. (Antrenörün sert eleştirileri, oyuncular tarafından korkutma olarak yorumlandı.)
- The boss’s constant surveillance created a culture of intimidation in the workplace. (Patronun sürekli gözetimi, iş yerinde bir korku kültürü yarattı.)
- The politician’s veiled threats were seen as intimidation by the public. (Politikacının örtülü tehditleri, halk tarafından korkutma olarak görüldü.)
- The use of weapons was a clear form of intimidation by the aggressors. (Silahların kullanımı, saldırganlar tarafından açık bir korkutma taktiği olarak kullanıldı.)
- The company’s lawyers used intimidation tactics to scare off potential whistleblowers. (Şirketin avukatları, potansiyel ihbarcıları korkutmak için korkutma taktikleri kullandı.)
- The bully’s constant insults were a form of psychological intimidation. (Zorbanın sürekli hakaretleri, psikolojik bir korkutma taktiği olarak görüldü.)
- The teacher’s authoritarian style created a sense of intimidation in the classroom. (Öğretmenin otoriter tarzı, sınıfta bir korku hissi yarattı.)
- The threat of retaliation was a clear form of intimidation by the criminal gang. (Misilleme tehdidi, suçlu çeteler tarafından açık bir korkutma taktiği olarak kullanıldı.)
- The athlete’s aggressive behavior was seen as intimidation by his opponents.
- The use of profanity was a form of verbal intimidation by the angry customer. (Küfür etmek, sinirli müşteri tarafından sözlü korkutma taktiği olarak kullanıldı.)
- The constant monitoring of employees’ work created a sense of intimidation in the workplace. (Çalışanların işlerinin sürekli izlenmesi, iş yerinde bir korku hissi yarattı.)
- The boss’s threats of firing were a form of employment-related intimidation. (Patronun işten çıkarma tehditleri, işle ilgili korkutma taktikleri olarak görüldü.)
- The use of physical force was a clear form of intimidation by the aggressor. (Fiziksel güç kullanımı, saldırgan tarafından açık bir korkutma taktiği olarak kullanıldı.)
(Türkçe çeviriler yazıldı.)
Hemen Yorum Yaz