İnterests İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnterests İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Interest:

İlgi, merak, beğeni

  1. I have a keen interest in photography. (Fotoğrafçılığa büyük bir ilgim var.)
  2. Her interests include hiking, reading, and playing the guitar. (Hobileri arasında yürüyüş yapmak, okumak ve gitar çalmak var.)
  3. He showed no interest in the conversation. (Konuya hiç ilgi göstermedi.)
  4. My parents have always encouraged my interest in science. (Ailem her zaman bilime olan ilgimi teşvik ettiler.)
  5. She has a particular interest in ancient history. (O, özellikle antik tarihle ilgilenir.)
  6. One of his main interests is collecting antique coins. (Ana ilgilerinden biri antika paraları toplamaktır.)
  7. I have no interest in sports. (Sporlara hiç ilgim yok.)
  8. His interest in politics began when he was in college. (Siyasete olan ilgisi üniversitedeyken başladı.)
  9. She pursued her interest in fashion by studying at a design school. (Modaya olan ilgisini tasarım okulunda okuyarak sürdürdü.)
  10. The company offers a variety of courses to cater to different interests. (Şirket, farklı ilgi alanlarına hitap etmek için çeşitli kurslar sunar.)
  11. He has lost interest in his job and is looking for a new one. (İşine olan ilgisini kaybetti ve yeni bir iş arıyor.)
  12. I have a great interest in learning about different cultures. (Farklı kültürleri öğrenmeye büyük bir ilgim var.)
  13. She has a strong interest in environmental issues. (Çevre konularına karşı güçlü bir ilgisi var.)
  14. His interest in music started when he was a child. (Müziğe olan ilgisi çocukken başladı.)
  15. We share a common interest in cooking. (Yemek yapmaya ortak ilgimiz var.)
  16. The art exhibit sparked my interest in abstract painting. (Sanat sergisi, soyut resim yapmaya olan ilgimi ateşledi.)
  17. I have a passing interest in astronomy. (Astronomiye karşı geçici bir ilgim var.)
  18. She pursued her interest in writing by taking creative writing classes. (Yaratıcı yazı dersleri alarak yazmaya olan ilgisini sürdürdü.)
  19. My interest in learning a new language has been growing lately. (Yeni bir dil öğrenmeye olan ilgim son zamanlarda artıyor.)
  20. He has a strong personal interest in helping people in need. (İhtiyaç sahibi insanlara yardım etme konusunda güçlü bir kişisel ilgisi var.)

Passion:

Tutku, heves, coşku

  1. Cooking is her passion and she spends most of her free time experimenting with new recipes. (Yemek yapmak onun tutkusu ve çoğu boş zamanını yeni tarifler deneyerek geçirir.)
  2. He pursued his passion for music by studying at a conservatory. (Müzik tutkusunu koruyarak konservatuvarda öğrenim gördü.)
  3. Her passion for travel has taken her to many different countries. (Seyahat tutkusu onu birçok farklı ülkeye götürdü.)
  4. His passion for cars began when he was a teenager. (Araba tutkusu onun ergenlik yıllarında başladı.)
  5. She discovered her passion for painting later in life. (Resim yapmaya olan tutkusunu daha sonra yaşamında keşfetti.)
  6. He turned his passion for photography into a career. (Fotoğrafçılık tutkusunu bir kariyere dönüştürdü.)
  7. Her passion for animals led her to become a veterinarian. (Hayvanlara olan tutkusu onu veteriner olmaya yönlendirdi.)
  8. His passion for reading began when he was a child and has only grown stronger over the years. (Okumaya olan tutkusu çocukken başladı ve yıllar geçtikçe daha da güçlendi.)
  9. She has a deep passion for social justice and works tirelessly to promote it. (Sosyal adalet için derin bir tutkusu var ve bunu teşvik etmek için çalışıyor.)
  10. His passion for basketball led him to become a professional player. (Basketbol tutkusu onu profesyonel bir oyuncu olmaya yönlendirdi.)
  11. She has a passion for helping others and volunteers at a local shelter. (Başkalarına yardım etme tutkusu var ve yerel bir barakada gönüllü olarak çalışıyor.)
  12. His passion for nature inspired him to become a park ranger. (Doğaya olan tutkusu onu bir park bekçisi olmaya ilham verdi.)
  13. She has a passion for fashion design and dreams of starting her own clothing line. (Moda tasarımına olan tutkusu var ve kendi giyim markasını kurma hayali kuruyor.)
  14. His passion for art led him to become a successful painter. (Sanata olan tutkusu onu başarılı bir ressam olmaya yönlendirdi.)
  15. She has a passion for learning new languages and has studied several over the years. (Yeni diller öğrenme tutkusu var ve yıllar boyunca birkaç dil öğrendi.)
  16. His passion for history is evident in the extensive library he has collected. (Tarihe olan tutkusu, topladığı geniş kütüphanede açıkça görülebilir.)
  17. She has a passion for gardening and spends most of her weekends tending to her plants. (Bahçecilik tutkusu var ve hafta sonlarının çoğunu bitkilerine bakarak geçiriyor.)
  18. His passion for technology led him to start his own software company. (Teknolojiye olan tutkusu, kendi yazılım şirk

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.