İnsinuate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsinuate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsinuate

İnsinuate, dolaylı olarak ifade etmek, ima etmek veya örtülü bir şekilde belirtmek anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

1. She insinuated that I was not trustworthy. (O, benim güvenilir olmadığımı ima etti.)
2. He insinuated himself into the conversation. (O, konuşmaya kendini örtülü bir şekilde dahil etti.)
3. The teacher insinuated that we were not studying enough. (Öğretmen, yeterince çalışmadığımızı ima etti.)
4. She insinuated that he was cheating on her. (O, onun kendisini aldattığını ima etti.)
5. The article insinuated that the company was involved in illegal activities. (Makale, şirketin yasadışı faaliyetlerle ilgili olduğunu ima etti.)
6. He insinuated that she was responsible for the mistake. (O, hatadan sorumlu olduğunu örtülü bir şekilde belirtti.)
7. The politician insinuated that his opponent was corrupt. (Politikacı, rakibinin yolsuz olduğunu ima etti.)
8. She insinuated herself into his life. (O, onun hayatına kendini örtülü bir şekilde dahil etti.)
9. The book insinuated that the protagonist was unreliable. (Kitap, başkarakterin güvenilir olmadığını ima etti.)
10. He insinuated that the problem was her fault. (O, sorunun onun hatası olduğunu örtülü bir şekilde belirtti.)
11. The boss insinuated that the employee was not qualified for the job. (Patron, çalışanın iş için yeterli niteliklere sahip olmadığını ima etti.)
12. She insinuated that he had stolen the money. (O, paranın çalındığını ima etti.)
13. The article insinuated that the celebrity was lying. (Makale, ünlünün yalan söylediğini ima etti.)
14. He insinuated himself into her social circle. (O, onun sosyal çevresine kendini örtülü bir şekilde dahil etti.)
15. The teacher insinuated that the students were not paying attention. (Öğretmen, öğrencilerin dikkat etmediklerini ima etti.)
16. She insinuated that her friend was jealous. (O, arkadaşının kıskanç olduğunu örtülü bir şekilde belirtti.)
17. The article insinuated that the company was hiding something. (Makale, şirketin bir şeyleri gizlediğini ima etti.)
18. He insinuated that she was not capable of handling the task. (O, görevle başa çıkacak yeteneğe sahip olmadığını örtülü bir şekilde belirtti.)
19. The politician insinuated that the media was biased. (Politikacı, medyanın önyargılı olduğunu ima etti.)
20. She insinuated herself into the conversation by asking a question. (O, bir soru sorarak konuşmaya kendini örtülü bir şekilde dahil etti.)

21. He insinuated that his colleague was not competent enough for the project. (O, meslektaşının projede yeterince yetenekli olmadığını ima etti.)
22. The book insinuated that the antagonist had a hidden motive. (Kitap, kötü karakterin gizli bir niyeti olduğunu ima etti.)
23. She insinuated that he was not interested in the relationship. (O, ilişkiye ilgi duymadığını örtülü bir şekilde belirtti.)
24. The article insinuated that the company had lied to its customers. (Makale, şirketin müşterilerine yalan söylediğini ima etti.)
25. He insinuated himself into the conversation by subtly changing the subject. (O, konuyu ince bir şekilde değiştirerek konuşmaya kendini örtülü bir şekilde dahil etti.)
26. The teacher insinuated that the students had cheated on the exam. (Öğretmen, öğrencilerin sınavda kopya çektiğini ima etti.)
27. She insinuated that her friend was not telling the whole truth. (O, arkadaşının tüm gerçeği söylemediğini örtülü bir şekilde belirtti.)
28. The article insinuated that the politician had received bribes. (Makale, politikacının rüşvet aldığını ima etti.)
29. He insinuated that she was not as experienced as him. (O, onun kendisi kadar deneyimli olmadığını örtülü bir şekilde belirtti.)
30. The book insinuated that the protagonist was hiding something. (Kitap, başkarakterin bir şeyler sakladığını ima etti.)

Türkçe anlamlarıyla birlikte İngilizce örnek cümlelerde “insinuate” kelimesinin anlamını göstermeye çalıştık.