İnsignificant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsignificant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsignificant

İngilizce anlamı: unimportant or trivial; having no significant value or effect

İnsanların hayatlarında önemsiz şeyler, küçük detaylar her zaman vardır. İşte o küçük şeyleri ifade etmek için kullanabileceğimiz İngilizce cümleler:

1. The difference in temperature between today and yesterday is insignificant. (Bugünle dün arasındaki sıcaklık farkı önemsiz.)
2. His contribution to the project was insignificant. (Proje için yaptığı katkı önemsizdi.)
3. The error in the calculations was insignificant. (Hesaplama hataları önemsizdi.)
4. The company’s losses were insignificant compared to its overall revenue. (Şirketin zararları, genel gelirine kıyasla önemsizdi.)
5. The difference in price between the two products was insignificant. (İki ürün arasındaki fiyat farkı önemsizdi.)
6. The changes made to the design were insignificant. (Tasarıma yapılan değişiklikler önemsizdi.)
7. The delay in the delivery was insignificant. (Teslimatın gecikmesi önemsizdi.)
8. The mistake in the document was insignificant. (Belgedeki hata önemsizdi.)
9. The difference in taste between the two dishes was insignificant. (İki yemek arasındaki tat farkı önemsizdi.)
10. The difference in color between the two shirts was insignificant. (İki gömlek arasındaki renk farkı önemsizdi.)
11. The difference in size between the two rooms was insignificant. (İki odanın boyutları arasındaki fark önemsizdi.)
12. The damage to the car was insignificant. (Arabanın hasarı önemsizdi.)
13. The difference in quality between the two products was insignificant. (İki ürün arasındaki kalite farkı önemsizdi.)
14. The delay in the meeting was insignificant. (Toplantının gecikmesi önemsizdi.)
15. The difference in style between the two dresses was insignificant. (İki elbise arasındaki tarz farkı önemsizdi.)
16. The difference in weight between the two packages was insignificant. (İki paket arasındaki ağırlık farkı önemsizdi.)
17. The difference in texture between the two fabrics was insignificant. (İki kumaş arasındaki dokusal fark önemsizdi.)
18. The error in the measurement was insignificant. (Ölçüdeki hata önemsizdi.)
19. The difference in sound quality between the two speakers was insignificant. (İki hoparlör arasındaki ses kalitesi farkı önemsizdi.)
20. The difference in brightness between the two screens was insignificant. (İki ekran arasındaki parlaklık farkı önemsizdi.)

21. The typo in the email was insignificant. (E-postadaki yazım hatası önemsizdi.)
22. The difference in speed between the two cars was insignificant. (İki araç arasındaki hız farkı önemsizdi.)
23. The difference in font between the two documents was insignificant. (İki belge arasındaki yazı tipi farkı önemsizdi.)
24. The mistake in the presentation was insignificant. (Sunumdaki hata önemsizdi.)
25. The difference in aroma between the two perfumes was insignificant. (İki parfüm arasındaki koku farkı önemsizdi.)
26. The difference in flavor between the two teas was insignificant. (İki çay arasındaki tat farkı önemsizdi.)
27. The variation in texture between the two papers was insignificant. (İki kağıt arasındaki dokusal fark önemsizdi.)
28. The difference in humidity between the two rooms was insignificant. (İki oda arasındaki nem farkı önemsizdi.)
29. The difference in level between the two cups was insignificant. (İki bardak arasındaki seviye farkı önemsizdi.)
30. The discrepancy in size between the two screws was insignificant. (İki vidanın boyutları arasındaki fark önemsizdi.)