İnsight İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsight İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Insight (anlayış) Nedir?


Insight kelimesi, bir konuda anlayışa sahip olmak, farkındalık kazanmak anlamlarını taşır. İngilizce kullanımı ise daha çok “inner sight” yani iç görü anlamında kullanılır.

  1. Having insight into a situation can be very helpful. (Bir duruma iç görü sahibi olmak çok yardımcı olabilir.)
  2. She showed great insight in her analysis of the company’s financial situation. (Şirketin mali durumunu analizinde büyük bir iç görü gösterdi.)
  3. Meditation can lead to insights about oneself. (Meditasyon insanın kendisi hakkında içgörüler kazanmasına neden olabilir.)
  4. The book offers valuable insights into the author’s life. (Kitap yazarın hayatı hakkında değerli iç görüler sunuyor.)
  5. It’s important to gain insight into the perspectives of others. (Diğerlerinin bakış açılarını anlamak önemlidir.)
  6. The therapist helped me gain insight into my behavior patterns. (Terapist davranış kalıplarım hakkında içgörü kazanmama yardımcı oldu.)
  7. The article provided new insights into the causes of the pandemic. (Makale, pandeminin nedenleri hakkında yeni içgörüler sağladı.)
  8. Traveling to different countries can give you insights into different cultures. (Farklı ülkelere seyahat etmek size farklı kültürler hakkında içgörüler kazandırabilir.)
  9. The artist’s work offers a unique insight into the human experience. (Sanatçının eserleri insan deneyimi hakkında benzersiz bir içgörü sunar.)
  10. We gained valuable insights from the feedback we received from customers. (Müşterilerden aldığımız geri bildirimler bize değerli içgörüler kazandırdı.)
  11. The study provides insight into the effects of climate change on the ecosystem. (Çalışma, iklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki etkileri hakkında içgörü sağlar.)
  12. Insightful comments from the guest speaker sparked a lively discussion. (Konuk konuşmacının içgörülü yorumları canlı bir tartışma başlattı.)
  13. He had a moment of insight and realized what he needed to do. (Bir an içgörü yaşadı ve ne yapması gerektiğini fark etti.)
  14. The scientist’s research provided important insights into the workings of the brain. (Bilim adamının araştırmaları beyin işleyişleri hakkında önemli içgörüler sağladı.)
  15. Reading a variety of books can help broaden your insight. (Çeşitli kitaplar okumak içgörünüzü genişletmeye yardımcı olabilir.)
  16. The consultant provided valuable insights into improving the company’s marketing strategy. (Danışman şirketin pazarlama stratejisini iyileştirmek için değerli içgörüler sağladı.)
  17. The documentary offered a unique insight into the lives of people in a remote village. (Belgesel, uzak bir köyde yaş

ayan insanların hayatları hakkında benzersiz bir içgörü sundu.)
18. Developing emotional intelligence requires insight into one’s own feelings and behaviors. (Duygusal zeka geliştirmek kendi duygularınız ve davranışlarınız hakkında içgörüye sahip olmayı gerektirir.)

  1. The detective used his insight to solve the mystery. (Polis detektifi içgörüsünü kullanarak gizemi çözdü.)
  2. A good leader has the insight to understand the needs and motivations of their team members. (İyi bir lider, ekibindeki üyelerin ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını anlamak için içgörüye sahiptir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.