İnsider İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsider İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Insider

İngilizce anlamı: içerideki kişi ya da bilgi sahibi olan kişi

İnsider kelimesi, bir kişinin bir organizasyonda çalışan biri olduğunu ve bu nedenle orada elde edilen bilgileri sahip olduğunu ifade eder. İş dünyasında, finansal piyasalarda ve siyasette kullanılan bir terimdir.

Örnek cümleler:

  1. The insider information he provided helped us make the right investment decision. (O verdiği içeriden bilgi, doğru yatırım kararımızda bize yardımcı oldu.)
  2. The company’s financial success was attributed to their insider knowledge of the industry. (Şirketin finansal başarısı, endüstri hakkındaki içeriden bilgilerine atfedildi.)
  3. The government is investigating allegations of insider trading. (Hükümet, içeriden ticaret iddialarını araştırıyor.)
  4. She was an insider in the political party and had access to confidential information. (O, siyasi partide bir içeriydi ve gizli bilgilere erişimi vardı.)
  5. The journalist relied on insider sources to write the article. (Gazeteci, makaleyi yazmak için içeriden kaynaklara güvendi.)
  6. The insider trading scandal caused a lot of damage to the company’s reputation. (İçeriden ticaret skandalı, şirketin itibarına çok zarar verdi.)
  7. The CEO’s insider knowledge of the industry helped him make strategic decisions. (CEO’nun endüstri hakkındaki içeriden bilgisi, stratejik kararlar almasına yardımcı oldu.)
  8. The book offers an insider’s perspective on the fashion industry. (Kitap, moda endüstrisindeki bir içeriğin perspektifini sunuyor.)
  9. She was an insider in the fashion world and knew all the top designers. (O, moda dünyasında bir içeriydi ve tüm üst düzey tasarımcıları tanıyordu.)
  10. The politician was accused of using insider information to gain an unfair advantage. (Politikacı, haksız bir avantaj elde etmek için içeriden bilgi kullanmakla suçlandı.)
  11. The insider trading laws are designed to prevent unfair advantages in the stock market. (İçeriden ticaret yasaları, hisse senedi piyasasında haksız avantajları önlemek için tasarlanmıştır.)
  12. The journalist’s article exposed the insider dealings of the company’s executives. (Gazetecinin makalesi, şirketin yöneticilerinin içeriden işlemlerini ortaya çıkardı.)
  13. The insider’s account of the event differed from the official version. (İçeriğin olayın hesabı, resmi versiyondan farklıydı.)
  14. The insider information was leaked to the press, causing a media frenzy. (İçeriden bilgi basına sızdırıldı ve medya çılgınlığına neden oldu.)
  15. The company’s insiders were aware of the impending merger before it was announced to the public. (Şirketin içeriler
  1. The insider knowledge of the local customs helped the business negotiate better deals. (Yerel geleneklerin içeriden bilgisi, işletmenin daha iyi anlaşmalar yapmasına yardımcı oldu.)
  2. The insider trading scandal resulted in several high-profile arrests. (İçeriden ticaret skandalı, birkaç ünlü kişinin tutuklanmasına neden oldu.)
  3. The journalist’s insider sources provided valuable information for the article. (Gazetecinin içeriden kaynakları, makale için değerli bilgi sağladı.)
  4. The whistleblower revealed insider information about the company’s unethical practices. (İhbarcı, şirketin etik olmayan uygulamaları hakkında içeriden bilgi ortaya çıkardı.)
  5. The company’s insiders were required to sign confidentiality agreements to protect sensitive information. (Şirketin içerileri, hassas bilgileri korumak için gizlilik anlaşmaları imzalamak zorundaydılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.