İnitial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnitial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnitial İle İlgili Cümleler

İnitial, “ilk” anlamına gelir ve bir şeyin başlangıcında ya da ilk aşamasında olan anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

1. My initial reaction to the news was shock. (İlk tepkim haber karşısında şok oldu.)
2. He made an initial payment of $100. (İlk ödeme olarak 100 dolar ödedi.)
3. We need to take some initial steps to start the project. (Proje başlatmak için bazı ilk adımlar atmamız gerekiyor.)
4. The initial stage of the race is the most crucial. (Yarışın ilk aşaması en önemli olanıdır.)
5. I had an initial idea, but I need to develop it further. (İlk olarak bir fikrim vardı, ancak daha da geliştirmem gerekiyor.)
6. The initial meeting will be held next week. (İlk toplantı gelecek hafta yapılacak.)
7. The initial cost of the project was higher than expected. (Projenin ilk maliyeti beklenenden daha yüksek oldu.)
8. He made an initial attempt to solve the problem. (Sorunu çözmek için ilk denemesini yaptı.)
9. The initial plan was to launch the product next month. (İlk plan gelecek ay ürünü piyasaya sürmekti.)
10. The initial stage of the construction is almost complete. (İnşaatın ilk aşaması neredeyse tamamlandı.)
11. The initial proposal was rejected by the board. (İlk teklif yönetim kurulu tarafından reddedildi.)
12. She had an initial feeling of uncertainty. (Başlangıçta belirsizlik hissi vardı.)
13. The initial reaction of the audience was positive. (İzleyicilerin ilk tepkisi olumlu oldu.)
14. The initial process took longer than expected. (Başlangıç ​​süreci beklenenden daha uzun sürdü.)
15. The initial design was revised several times. (İlk tasarım birkaç kez revize edildi.)
16. The initial stage of the experiment was successful. (Deneyin ilk aşaması başarılı oldu.)
17. The initial investment was recovered within a year. (İlk yatırım bir yıl içinde geri kazanıldı.)
18. She made an initial inquiry about the job opening. (İş açığı hakkında ilk soruşturmasını yaptı.)
19. The initial chapter of the book was intriguing. (Kitabın ilk bölümü ilgi çekiciydi.)
20. The initial test results were promising. (İlk test sonuçları umut vericiydi.)

Devam İle İlgili Cümleler

Devam, “sürekli veya ardışık bir şekilde sürme” anlamına gelir ve bir şeyin sona ermemesi veya durmaması anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

1. Please continue with your presentation. (Lütfen sunumunuza devam edin.)
2. The rain is expected to continue throughout the day. (Yağmurun gün boyunca devam etmesi bekleniyor.)
3. The concert will continue until midnight. (Konser gece yarısına kadar devam edecek.)
4. We need to continue working on the project. (Proje üzerinde çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.)
5. The meeting was adjourned and will continue tomorrow. (Toplantı ertelendi ve yarın devam edecek.)
6. The road continues for miles. (Yol mil uzunluğunda devam ediyor.)
7. The teacher asked the students to continue writing their essays. (Öğretmen öğrencilerden denemelerini yazmaya devam etmelerini istedi.)
8. The movie was so good that we didn’t want it to continue. (Film o kadar iyiydi ki devam etmesini istemedik.)
9. The party continued late into the night. (Parti gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti.)
10. The company decided to continue the production of the popular product. (Şirket popüler ürünün üretimine devam etmeye karar verdi.)
11. The author plans to continue the series with a new book. (Yazar seriyi yeni bir kitapla devam ettirmeyi planlıyor.)
12. The doctor advised him to continue taking the medication. (Doktor ona ilacını almaya devam etmesini tavsiye etti.)
13. The game will continue after the break. (Oyun aradan sonra devam edecek.)
14. The company hopes to continue its success in the future. (Şirket gelecekteki başarısını sürdürmeyi umuyor.)
15. She decided to continue her studies in a different field. (Farklı bir alanda çalışmalarına devam etmeye karar verdi.)
16. The investigation will continue until all the facts are uncovered. (Tüm gerçekler ortaya çıkana kadar soruşturma devam edecek.)
17. The team continued to work hard even when the outcome seemed uncertain. (Sonuç belirsiz gibi göründüğünde bile takım çalışmaya devam etti.)
18. The concert was interrupted by a technical problem but continued after it was fixed. (Konser teknik bir sorun nedeniyle kesintiye uğradı, ancak sorun çözüldükten sonra devam etti.)
19. The author promised to continue the story in a sequel. (Yazar hikayeyi devam ettireceğine dair bir devam kitabı sözü verdi.)
20. The negotiations will continue until a satisfactory agreement is reached. (Taraflar memnun edici bir anlaşmaya varılıncaya kadar müzakereler devam edecek.)