İnherited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnherited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inherited (Mirasta Kalan)

İnherited, bir kişinin bir önceki nesilden miras aldığı mülk, para, özellikler veya hastalıklar gibi şeyleri ifade eder.

Örnek cümleler:

1. My sister inherited our grandmother’s antique furniture. (Kız kardeşim büyükannemizin antika mobilyalarını miras aldı.)
2. He inherited his father’s fortune and business. (Babasının servetini ve işini miras aldı.)
3. She inherited her mother’s artistic talent. (Annesinin sanatsal yeteneğini miras aldı.)
4. The disease is inherited from the mother’s side of the family. (Hastalık ailenin annesinin tarafından miras alınır.)
5. The house was inherited by his nephew. (Ev yeğeni tarafından miras alındı.)
6. She inherited her love of gardening from her grandmother. (Bahçe işlerine olan sevgisini büyükannesinden miras aldı.)
7. The company was inherited by the CEO’s son. (Şirket CEO’nun oğlu tarafından miras alındı.)
8. He inherited a rare stamp collection from his grandfather. (Nadire bir pul koleksiyonunu dedesinden miras aldı.)
9. The estate was inherited by his only surviving child. (Mülkü sadece hayatta kalan tek çocuğu miras aldı.)
10. She inherited her father’s blue eyes. (Babasının mavi gözlerini miras aldı.)
11. The house was inherited jointly by the siblings. (Ev kardeşler tarafından ortaklaşa miras alındı.)
12. He inherited his mother’s love for cooking. (Annesinin yemek yapmaya olan sevgisini miras aldı.)
13. The family business has been inherited for generations. (Aile işi nesiller boyunca miras alınmıştır.)
14. She inherited her grandfather’s sense of humor. (Dedesinin mizah anlayışını miras aldı.)
15. The disease is inherited in an autosomal dominant pattern. (Hastalık otozomal dominant bir kalıtım şekliyle miras alınır.)
16. The painting was inherited by the museum after the owner’s death. (Tablo, sahibinin ölümünden sonra müze tarafından miras alındı.)
17. She inherited her mother’s kindness and generosity. (Annesinin iyilik ve cömertliğini miras aldı.)
18. The tradition has been inherited from generation to generation. (Gelenek nesilden nesile miras alınmıştır.)
19. The property was inherited by the siblings in equal shares. (Mülk kardeşler tarafından eşit şekilde miras alındı.)
20. He inherited his grandfather’s work ethic and determination. (Dedesinin çalışma etiği ve kararlılığını miras aldı.)

Continued (Devam Ediyor)

Continued, bir şeyin devam ettiğini veya bir durumun veya faaliyetin sürdüğünü ifade eder.

Örnek cümleler:

1. The rain continued for hours. (The rain continued for hours.) (Yağmur saatlerce devam etti.)
2. The party continued until late at night. (The party continued until late at night.) (Parti geç saatlere kadar devam etti.)
3. The negotiations are expected to continue tomorrow. (The negotiations are expected to continue tomorrow.) (Müzakerelerin yarın da devam etmesi bekleniyor.)
4. The roadworks will continue for another month. (The roadworks will continue for another month.) (Yol çalışmaları bir ay daha devam edecek.)
5. The team’s winning streak continued for five games. (The team’s winning streak continued for five games.) (Takımın galibiyet serisi beş maç daha devam etti.)
6. Despite the obstacles, the project continued to move forward. (The project continued to move forward despite the obstacles.) (Engellere rağmen proje ilerlemeye devam etti.)
7. The investigation into the matter will continue until all the facts are known. (The investigation into the matter will continue until all the facts are known.) (Konuyla ilgili soruşturma tüm gerçekler ortaya çıkana kadar devam edecek.)
8. The war continued for several years. (The war continued for several years.) (Savaş birkaç yıl boyunca devam etti.)
9. The concert was interrupted by a power outage but continued after it was fixed. (The concert was interrupted by a power outage but continued after it was fixed.) (Konser bir güç kesintisi tarafından kesintiye uğradı ancak düzeltildikten sonra devam etti.)
10. The tradition has continued for generations. (The tradition has continued for generations.) (Gelenek nesiller boyunca devam etti.)
11. The teacher reminded the students that the project must be continued next week. (Öğretmen öğrencilere projenin gelecek hafta devam ettirilmesi gerektiğini hatırlattı.)
12. The work continued without interruption until the project was completed. (Proje tamamlanana kadar iş kesintisiz olarak devam etti.)
13. The company’s profits continued to grow year after year. (Şirketin karı yılın ardından yıl artarak devam etti.)
14. Despite the rainy weather, the picnic continued as planned. (Yağmurlu havaya rağmen