İngratiate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngratiate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngratiate

İngratiate kelimesi, bir kişinin kendisini sevdirmek veya hoş görülmek için çaba göstermesini ifade eder. Bu genellikle başka bir kişinin yardımını veya desteğini kazanmak için yapılan bir davranıştır.

Örnek Cümleler:

  1. Jane, patronuyla iyi geçinmek için yaptığı özel projelerle kendini ingratiate etmeye çalıştı. (Jane, ingratiate etmek için özel projeler yaptı.)
  2. John, iş arkadaşlarına düzenli olarak kahve ikram ederek kendisini ingratiate etmeye çalışıyor. (John, ingratiate etmek için kahve ikram ediyor.)
  3. Mark, patronunun hoşuna gitmek için sık sık şaka yapmaya çalışıyor. (Mark, ingratiate olmak için patronuna şaka yapıyor.)
  4. Susan, ofis partisinde patronunun sevdiği şarkıyı söyleyerek kendisini ingratiate etmeye çalıştı. (Susan, ingratiate etmek için patronun sevdiği şarkıyı söyledi.)
  5. Alex, yeni bir işe başladığı için iş arkadaşlarıyla iyi geçinmek için öğle yemeği davetleri düzenliyor. (Alex, ingratiate olmak için öğle yemeği davetleri düzenliyor.)
  6. Karen, müşterilerin dikkatini çekmek için sosyal medyada etkileşimli bir yarışma düzenledi. (Karen, ingratiate etmek için sosyal medyada yarışma düzenledi.)
  7. Tom, iş arkadaşlarına yardım etmek için sürekli tekliflerde bulunuyor. (Tom, ingratiate olmak için yardım etmek istiyor.)
  8. Emily, patronuyla iyi geçinmek için her zaman profesyonel görünmeye çalışıyor. (Emily, ingratiate olmak için profesyonel görünmeye çalışıyor.)
  9. Michael, müşterileri memnun etmek için her zaman fazladan hizmetler sunuyor. (Michael, ingratiate olmak için fazladan hizmetler sunuyor.)
  10. Lisa, iş arkadaşlarının doğum günlerinde sürpriz partiler düzenliyor. (Lisa, ingratiate olmak için doğum günü partileri düzenliyor.)
  11. David, patronunun spor takımını takip ederek kendisini ingratiate etmeye çalıştı. (David, ingratiate etmek için patronunun spor takımını takip etti.)
  12. Sarah, müşterilerin sorunlarını çözmek için her zaman hızlı bir şekilde hareket ediyor. (Sarah, ingratiate olmak için sorunları hızlı bir şekilde çözmeye çalışıyor.)
  13. Jack, iş arkadaşlarına düzenli olarak hediyeler vererek kendisini ingratiate etmeye çalışıyor. (Jack, ingratiate olmak için hediyeler veriyor.)
  14. Olivia, patronunun ilgisini çekmek için

her zaman yaratıcı fikirler sunuyor. (Olivia, ingratiate etmek için yaratıcı fikirler sunuyor.)
15. Robert, iş arkadaşlarının görüşlerine her zaman değer veriyor ve fikirlerini dinliyor. (Robert, ingratiate olmak için iş arkadaşlarının fikirlerine değer veriyor.)

  1. Samantha, patronunun hobilerini araştırarak kendisini ingratiate etmeye çalışıyor. (Samantha, ingratiate etmek için patronunun hobilerini araştırıyor.)
  2. George, iş arkadaşlarına sık sık yemek daveti vererek kendisini ingratiate etmeye çalışıyor. (George, ingratiate olmak için yemek daveti veriyor.)
  3. Elizabeth, müşterilere kişisel bir yaklaşım benimseyerek kendisini ingratiate etmeye çalışıyor. (Elizabeth, ingratiate olmak için müşterilere kişisel bir yaklaşım benimseyerek çalışıyor.)
  4. Peter, patronunun ilgilendiği konular hakkında araştırma yapıp konuşmalarını planlıyor. (Peter, ingratiate etmek için patronunun ilgilendiği konular hakkında araştırma yapıyor.)
  5. Maria, iş arkadaşlarına her zaman yardım etmek için fazladan zaman ayırıyor. (Maria, ingratiate olmak için iş arkadaşlarına yardım ediyor.)

(Türkçe çeviriler parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.