İngenuity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngenuity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngenuity

Türkçe Anlamı: Yaratıcılık, özgünlük, ustalık, hüner.

  1. His ingenuity is beyond compare.

    (Onun yaratıcılığı rakipsizdir.)

  2. She showed great ingenuity in solving the problem.

    (O, sorunu çözmekte büyük bir ustalık gösterdi.)

  3. The ingenuity of the invention impressed everyone.

    (Buluşun özgünlüğü herkesi etkiledi.)

  4. He is admired for his ingenuity in designing buildings.

    (Binaların tasarımında gösterdiği hüneri için takdir ediliyor.)

  5. Their ingenuity in marketing the product helped it become a success.

    (Ürünün başarılı olmasına yardımcı olan pazarlama hünerleri.)

  6. The ingenuity of the chef’s recipes is unmatched.

    (Aşçının tariflerinin yaratıcılığı eşsizdir.)

  7. Her ingenuity in creating art is evident in her paintings.

    (Sanat yaratıcılığı resimlerinde açıkça görülüyor.)

  8. He showed ingenuity in finding a way to fix the broken machine.

    (Arızalı makineyi tamir etmek için bir yol bulmada ustalık gösterdi.)

  9. The ingenuity of the software developer led to the creation of a groundbreaking new app.

    (Yazılım geliştiricinin özgünlüğü, çığır açan yeni bir uygulamanın yaratılmasına yol açtı.)

  10. His ingenuity in designing the experiment was praised by his colleagues.

    (Deneyin tasarımında gösterdiği ustalık, meslektaşları tarafından övüldü.)

  11. The ingenuity of the author’s writing style made the book a bestseller.

    (Yazarın yazım tarzının özgünlüğü kitabı en çok satanlar listesine soktu.)

  12. The ingenuity of the filmmaker’s visual effects added to the impact of the movie.

    (Yönetmenin görsel efektlerdeki yaratıcılığı, filmin etkisine katkı sağladı.)

  13. Her ingenuity in creating new fashion designs made her a popular designer.

    (Yeni moda tasarımları yaratmada gösterdiği ustalık, onu popüler bir tasarımcı yaptı.)

  14. The ingenuity of the engineer’s design solved the problem of the unstable bridge.

    (Mühendisin tasarımındaki özgünlük, istikrarsız köprünün sorununu çözdü.)

  15. The ingenuity of the composer’s music arrangements earned him critical acclaim.

    (Bestecinin müzik düzenlemelerindeki yaratıcılığı, ona eleştirel övgüler kazandırdı.)

  16. His ingenuity in

developing a new technology revolutionized the industry.

(Yeni bir teknolojinin geliştirilmesindeki yaratıcılığı endüstriyi devrim yarattı.)
17.

The ingenuity of the teacher’s lesson plans kept her students engaged and interested.

(Öğretmenin ders planlarındaki yaratıcılığı öğrencilerinin dikkatini çekti ve ilgisini korumasını sağladı.)

  1. His ingenuity in creating a unique menu for the restaurant was a huge success.

    (Restoran için benzersiz bir menü oluşturmadaki ustalığı büyük bir başarıydı.)

  2. The ingenuity of the artist’s sculptures amazed everyone who saw them.

    (Sanatçının heykellerindeki yaratıcılık, onları gören herkesi şaşırttı.)

  3. Her ingenuity in writing catchy advertising slogans made her a sought-after copywriter.

    (Dikkat çekici reklam sloganları yazmadaki ustalığı, onu aranan bir metin yazarı yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.