İnfluence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnfluence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

INFLUENCE

Türkçe Anlamı: Etki, nüfuz, tesir

  1. She has a great influence over her children. (Çocukları üzerinde büyük bir etkisi var.)
  2. The media has a strong influence on public opinion. (Medya, halkın görüşleri üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.)
  3. His speech had a significant influence on the audience. (Konuşması, dinleyiciler üzerinde önemli bir etki yaptı.)
  4. The company’s decision will have a major influence on the market. (Şirketin kararı, piyasaya büyük bir etki yapacak.)
  5. She used her influence to help her friend get the job. (Arkadaşının işe alınmasına yardımcı olmak için etkisini kullandı.)
  6. The teacher had a positive influence on her students. (Öğretmen, öğrencileri üzerinde olumlu bir etki yaptı.)
  7. His father’s influence helped him become a successful businessman. (Babasının etkisi, başarılı bir iş insanı olmasına yardımcı oldu.)
  8. The artist’s work had a profound influence on modern art. (Sanatçının eserleri, modern sanat üzerinde derin bir etkiye sahipti.)
  9. The political leader’s influence extended beyond her own country. (Politik liderin etkisi, kendi ülkesinin sınırlarını aştı.)
  10. Her opinion carries a lot of influence in the industry. (Görüşü, sektörde büyük bir etkiye sahip.)
  11. His behavior had a negative influence on the team. (Davranışı, takım üzerinde olumsuz bir etki yaptı.)
  12. The book had a profound influence on my way of thinking. (Kitap, düşünce tarzım üzerinde derin bir etkiye sahipti.)
  13. His experience gave him a lot of influence in the field. (Deneyimi, alandaki etkisini artırdı.)
  14. The scientist’s research had a significant influence on the medical community. (Bilim adamının araştırmaları, tıp toplumunda önemli bir etkiye sahipti.)
  15. Her beauty had a great influence on her success as an actress. (Güzelliği, bir oyuncu olarak başarısına büyük bir etki yaptı.)
  16. The company’s CEO had a lot of influence on the company’s direction. (Şirketin CEO’su, şirketin yönü üzerinde büyük bir etkiye sahipti.)
  17. His music had a significant influence on the development of jazz. (Müziği, cazın gelişiminde önemli bir etkiye sahipti.)
  18. The athlete’s success had a positive influence on her fans. (Sporcu, hayranları üzerinde olumlu bir etki yaptı.)
  19. The politician’s scandal had a negative influence on her career. (Politikacının skandalı, kariyeri üzerinde olumsuz bir etki yaptı.)
  20. The company’s social responsibility program had a positive influence on its reputation. (Şirketin sosyal sorumluluk programı, şirketin it

ibarıyla olumlu bir etki yaptı.)

Türkçe Karşılığı: etki, nüfuz, tesir

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.