İnexplicably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnexplicably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnexplicably İle İlgili Cümleler

İnexplicably, Türkçede “açıklanamaz bir şekilde” anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin nedenini veya nasıl olduğunu açıklamakta zorlandığımız durumlarda kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. John inexplicably decided to quit his job and move to another city. (John, açıklanamaz bir şekilde işinden istifa etmeye ve başka bir şehre taşınmaya karar verdi.)
  2. The car inexplicably stopped working in the middle of the highway. (Araba, açıklanamaz bir şekilde otoyolun ortasında çalışmayı durdurdu.)
  3. The price of the stock inexplicably rose despite the company’s poor performance. (Şirketin kötü performansına rağmen, hisse senedinin fiyatı açıklanamaz bir şekilde yükseldi.)
  4. Sarah was inexplicably late for the meeting, even though she left home early. (Sarah, erken çıktığı halde toplantıya açıklanamaz bir şekilde geç kaldı.)
  5. The dog inexplicably started barking at the empty corner of the room. (Köpek, odanın boş köşesine açıklanamaz bir şekilde havlamaya başladı.)
  6. The cake inexplicably collapsed in the oven, even though I followed the recipe exactly. (Kek, tarifi tam olarak izlememe rağmen, fırında açıklanamaz bir şekilde çöktü.)
  7. The movie’s ending was inexplicably confusing and left the audience with many unanswered questions. (Filmin sonu açıklanamaz bir şekilde karışıktı ve izleyicileri cevapsız sorularla baş başa bıraktı.)
  8. The athlete inexplicably missed the easy shot that would have won the game. (Sporcu, maçı kazandıracak kolay şutu açıklanamaz bir şekilde kaçırdı.)
  9. The computer inexplicably shut down in the middle of an important project. (Bilgisayar, önemli bir projenin ortasında açıklanamaz bir şekilde kapandı.)
  10. The painting inexplicably disappeared from the museum’s collection. (Tablo, müzenin koleksiyonundan açıklanamaz bir şekilde kayboldu.)
  11. The plane inexplicably veered off course and nearly crashed. (Uçak, açıklanamaz bir şekilde rotadan saparak neredeyse çarptı.)
  12. The singer’s voice inexplicably cracked during the live performance. (Şarkıcının sesi, canlı performans sırasında açıklanamaz bir şekilde çatladı.)
  13. The flowers inexplicably wilted despite being watered regularly. (Çiçekler, düzenli olarak sulanmalarına rağmen açıklanamaz bir şekilde solgunlaştı.)
  14. The clock inexplicably started ticking backwards. (Saat, açıklanamaz bir şekilde geriye doğru tik tak etmeye başladı.)
  15. The book inexplicably disappeared from my bag. (Kitap, çant

ım açıklanamaz bir şekilde ortadan kayboldu.)
16. The weather inexplicably changed from sunny to stormy within minutes. (Hava durumu, açıklanamaz bir şekilde birkaç dakika içinde güneşliyken fırtınalı hale dönüştü.)

  1. The employee inexplicably forgot to show up for work on the day of an important meeting. (Çalışan, önemli bir toplantının olduğu gün işe gelmeyi açıklanamaz bir şekilde unuttu.)
  2. The cat inexplicably attacked its owner without any provocation. (Kedi, hiçbir kışkırtma olmadan sahibine açıklanamaz bir şekilde saldırdı.)
  3. The train inexplicably derailed on a straight track. (Tren, düz bir rayda açıklanamaz bir şekilde raydan çıktı.)
  4. The baby inexplicably started crying, despite having been fed and changed. (Bebek, beslenip değiştirilmesine rağmen açıklanamaz bir şekilde ağlamaya başladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.