Break-İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
BREAK-IN
Break-in, Türkçe’de “girme” anlamına gelir. Genellikle evlere, iş yerlerine veya araçlara izinsiz giriş yapma eylemini ifade eder.
- The break-in at the jewelry store was caught on camera. (Kuyumcu dükkanındaki hırsızlık kameralara yansıdı.)
- The homeowners were devastated after the break-in. (Evin sahipleri, hırsızlık olayından sonra yıkılmışlardı.)
- The police are investigating the break-in at the bank. (Polis, bankadaki hırsızlık olayını araştırıyor.)
- We need to install a security system to prevent break-ins. (Hırsızlıkları önlemek için bir güvenlik sistemi kurmamız gerekiyor.)
- The break-in occurred during the night while everyone was asleep. (Hırsızlık gece boyunca herkes uyurken gerçekleşti.)
- The store had to close temporarily after the break-in. (Dükkan, hırsızlık olayından sonra geçici olarak kapatmak zorunda kaldı.)
- The break-in was committed by a group of teenagers. (Hırsızlık olayı bir grup genç tarafından işlendi.)
- The family was grateful that nothing was taken during the break-in. (Aile, hırsızlık olayı sırasında hiçbir şeyin çalınmamış olmasına şükretti.)
- The break-in was reported to the police immediately. (Hırsızlık olayı hemen polise bildirildi.)
- The thieves left fingerprints at the scene of the break-in. (Hırsızlar, hırsızlık yerinde parmak izleri bıraktılar.)
- The break-in resulted in significant damage to the property. (Hırsızlık olayı, mülke önemli ölçüde zarar verdi.)
- The break-in was carefully planned and executed. (Hırsızlık olayı dikkatlice planlandı ve uygulandı.)
- The store owner is offering a reward for any information about the break-in. (Dükkan sahibi, hırsızlık olayıyla ilgili herhangi bir bilgi için ödül teklif ediyor.)
- The break-in was a wake-up call for the community to improve their security measures. (Hırsızlık olayı, topluluğun güvenlik önlemlerini arttırması için bir uyarı oldu.)
- The break-in happened despite the security guard being on duty. (Güvenlik görevlisi görev başındayken bile hırsızlık olayı meydana geldi.)
- The break-in was foiled by the quick thinking of the homeowner. (Hırsızlık olayı, ev sahibinin hızlı düşünmesi sayesinde başarısız oldu.)
- The thieves used a crowbar to break into the building. (Hırsızlar, binaya girmek için bir levye kullandılar.)
- The break-in was a shock to the small town. (Hırsızlık o
- The company lost valuable equipment during the break-in. (Şirket, hırsızlık olayı sırasında değerli ekipmanlarını kaybetti.)
- The break-in was a reminder to always lock your doors and windows. (Hırsızlık olayı, kapı ve pencerelerinizi her zaman kilitlemeniz gerektiğini hatırlatıcı oldu.)
Hemen Yorum Yaz