İnevitability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnevitability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnevitability

İnevitability, kaçınılmazlık anlamına gelir. Bir şeyin kaçınılmaz bir sona doğru gitmesi veya gerçekleşmesi durumunu ifade eder.

  1. The inevitability of death is something we all have to accept. (Ölümün kaçınılmazlığı hepimizin kabul etmesi gereken bir şeydir.)
  2. The inevitability of technological progress means that some jobs will become obsolete. (Teknolojik ilerlemenin kaçınılmazlığı, bazı işlerin eskimeye mahkum olacağı anlamına gelir.)
  3. The inevitability of change is something we should embrace, not resist. (Değişimin kaçınılmazlığına direnmemeli, kabul etmeliyiz.)
  4. The inevitability of failure should not deter us from trying. (Başarısızlığın kaçınılmazlığı, denemekten vazgeçirmemeli bizi.)
  5. The inevitability of aging means that our bodies will eventually slow down. (Yaşlanmanın kaçınılmazlığı, vücudumuzun sonunda yavaşlayacağı anlamına gelir.)
  6. The inevitability of climate change demands that we take action now. (İklim değişikliğinin kaçınılmazlığı, şimdi harekete geçmemizi gerektirir.)
  7. The inevitability of conflict is something that we should work to minimize. (Çatışmanın kaçınılmazlığı, minimize etmek için çalışmalıyız.)
  8. The inevitability of disappointment is something we should learn to handle. (Hayal kırıklığının kaçınılmazlığıyla başa çıkmayı öğrenmeliyiz.)
  9. The inevitability of success is not guaranteed, but hard work can increase our chances. (Başarının kaçınılmazlığı garanti edilmez, ancak çalışarak şansımızı artırabiliriz.)
  10. The inevitability of change in the economy means that we need to constantly adapt. (Ekonomideki değişimin kaçınılmazlığı, sürekli olarak uyum sağlamamız gerektiği anlamına gelir.)
  11. The inevitability of mistakes is something we should accept, but we should also learn from them. (Hataların kaçınılmazlığını kabul etmeliyiz, ancak onlardan da ders çıkarmalıyız.)
  12. The inevitability of conflict in relationships means that communication and compromise are key. (İlişkilerdeki çatışmanın kaçınılmazlığı, iletişim ve uzlaşma önemlidir.)
  13. The inevitability of traffic during rush hour means that we should plan ahead. (Yoğun saatlerdeki trafik kaçınılmaz olduğundan, önceden plan yapmalıyız.)
  14. The inevitability of change in the workplace means that we should always be learning and growing. (İşyerindeki değişimin kaçınılmazlığı, her zaman öğrenmeli ve gelişmeliyiz.)
  15. The inevitability of

natural disasters means that we need to be prepared for emergencies. (Doğal afetlerin kaçınılmazlığı, acil durumlar için hazırlıklı olmamız gerektiği anlamına gelir.)
16. The inevitability of conflict in politics means that compromise and negotiation are essential. (Politikadaki çatışmanın kaçınılmazlığı, uzlaşma ve müzakere önemlidir.)

  1. The inevitability of aging can be delayed through healthy lifestyle choices. (Yaşlanmanın kaçınılmazlığı, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ile geciktirilebilir.)
  2. The inevitability of mistakes in science means that experimentation and revision are necessary. (Bilimdeki hataların kaçınılmazlığı, deney yapma ve düzeltme gerektirir.)
  3. The inevitability of change in fashion means that trends will come and go. (Modadaki değişimin kaçınılmazlığı, trendlerin gelip geçeceği anlamına gelir.)
  4. The inevitability of progress in medicine means that new treatments and cures will be discovered. (Tıptaki ilerlemenin kaçınılmazlığı, yeni tedavilerin ve çözümlerin keşfedileceği anlamına gelir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.