İneligible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İneligible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İneligible (uygun olmayan, yetersiz)

İneligible, bir şeye ya da bir işe uygun olmayan, yetersiz ya da kabul edilemez anlamlarına gelir. İngilizce cümlelerde kullanım örnekleri aşağıdaki gibidir:

  1. She was deemed ineligible for the scholarship due to her low GPA. (Düşük not ortalaması nedeniyle burs için uygun değerlendirilmedi.)
  2. The candidate was declared ineligible for the job due to his lack of experience. (Aday, deneyimsizliği nedeniyle iş için uygun değil ilan edildi.)
  3. People with criminal records are usually ineligible for certain government jobs. (Suç kaydı olan insanlar genellikle belirli hükümet işleri için uygun değillerdir.)
  4. Students who miss too many classes are ineligible to take the final exam. (Çok sayıda dersi kaçıran öğrenciler, final sınavına girmeye uygun değildirler.)
  5. The team was disqualified from the competition because one of its members was ineligible to play. (Takımın bir üyesi oynamaya uygun olmadığı için yarışmadan diskalifiye edildi.)
  6. The proposal was rejected because it was deemed ineligible for funding. (Öneri, finansman için uygun olmadığına karar verildiği için reddedildi.)
  7. You are ineligible to participate in the contest if you are under 18 years old. (18 yaşın altındaysanız yarışmaya katılmaya uygun değilsiniz.)
  8. The application was denied because the candidate was ineligible for the program. (Adayın programa uygun olmaması nedeniyle başvuru reddedildi.)
  9. Only citizens of the country are eligible to vote in national elections. (Sadece ülke vatandaşları ulusal seçimlerde oy kullanmaya uygunlardır.)
  10. Employees who violate the company’s code of conduct may become ineligible for promotions. (Şirketin davranış kurallarını ihlal eden çalışanlar, terfi için uygun olmama durumuna düşebilirler.)
  11. If you have a criminal record, you may be ineligible for a visa to enter some countries. (Suç kaydınız varsa, bazı ülkelere giriş için vize alamayabilirsiniz.)
  12. The application was rejected because the applicant was ineligible for the position. (Başvuru, pozisyona uygun olmadığı için reddedildi.)
  13. People with certain medical conditions may be ineligible for certain jobs. (Bazı tıbbi durumları olan insanlar belirli işler için uygun olmayabilirler.)
  14. The athlete was found to be ineligible to compete due to doping allegations. (Sporcu, doping iddiaları nedeniyle yarışmaya uygun olmadığı tespit edildi.)
  15. Applicants who do not meet the minimum requirements are ineligible for the job. (Minimum gereksinimleri karşılamayan başvuru sahipleri iş için uygun değillerdir.)
  16. The organization decided that the proposal was ineligible for funding. (Örgüt, önerinin

finansman için uygun olmadığına karar verdi.)
17. Non-citizens are usually ineligible for government benefits. (Vatandaş olmayanlar genellikle hükümet yardımlarından yararlanamazlar.)

  1. The company’s policy states that employees who engage in unethical behavior may become ineligible for bonuses. (Şirket politikası, ahlaksız davranışlarda bulunan çalışanların bonuslara uygun olmama durumuna düşebileceklerini belirtir.)
  2. The student was declared ineligible to run for class president due to academic probation. (Akademik ceza nedeniyle öğrenci sınıf başkanlığına aday olmaya uygun değil ilan edildi.)
  3. The team’s victory was called into question when it was discovered that one of its players was ineligible to compete. (Takımın bir oyuncusunun yarışmaya uygun olmadığı keşfedildiğinde, takımın zaferi sorgulanmaya başlandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.