İneffable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ineffable Nedir?
Ineffable kelimesi, tarif edilemeyen, sözcüklerle ifade edilemeyen, anlatılamaz, anlaşılamaz anlamlarına gelir.
Örnek Cümleler:
- It is ineffable how beautiful the view from the top of the mountain is. (Dağın tepesinden görülen manzaranın ne kadar güzel olduğu tarif edilemez.)
- She experienced an ineffable feeling of joy when she saw her newborn baby for the first time. (Bebeğini ilk kez gördüğünde, tarif edilemeyen bir mutluluk hissetti.)
- The ineffable power of nature can be both beautiful and terrifying. (Doğanın tarif edilemeyen gücü hem güzel hem de korkunç olabilir.)
- The ineffable truth of life can only be experienced, not explained. (Hayatın tarif edilemeyen gerçeği sadece deneyimlenebilir, açıklanamaz.)
- The beauty of art is often ineffable, leaving us speechless. (Sanatın güzelliği sıklıkla tarif edilemez, bizi konuşamaz hale getirir.)
- The ineffable mystery of the universe has puzzled scientists for centuries. (Evrenin tarif edilemeyen gizemi, bilim insanlarını yüzyıllardır şaşırtmıştır.)
- Her ineffable charm made her stand out in a room full of people. (Tarif edilemeyen çekiciliği, insanlarla dolu bir odada ön plana çıkardı.)
- The ineffable sadness he felt after his father’s death was overwhelming. (Babasının ölümünden sonra hissettiği tarif edilemeyen üzüntü eziciydi.)
- Some experiences are so ineffable that they can only be understood by those who have lived through them. (Bazı deneyimler o kadar tarif edilemez ki, sadece onları yaşayanlar tarafından anlaşılabilir.)
- The ineffable power of music can move people to tears. (Müziğin tarif edilemeyen gücü, insanları gözyaşlarına boğabilir.)
- The ineffable nature of spirituality can be both comforting and unsettling. (Maneviyatın tarif edilemez doğası hem rahatlatıcı hem de rahatsız edici olabilir.)
- The ineffable beauty of
a sunset can make us feel small in comparison to the vastness of the world. (Bir gün batımının tarif edilemez güzelliği, dünyanın genişliğiyle karşılaştırıldığında bizleri küçük hissettirebilir.)
- There are ineffable moments in life that we wish could last forever. (Hayatta özlediğimiz tarif edilemeyen anlar vardır ki, sonsuza kadar sürsün isteriz.)
- The ineffable complexity of the human brain continues to fascinate scientists. (İnsan beyninin tarif edilemeyen karmaşıklığı, bilim insanlarını hala büyülemektedir.)
- Some things are simply ineffable and must be experienced to be understood. (Bazı şeyler sadece tarif edilemezdir ve anlaşılmak için deneyimlenmelidir.)
- The ineffable happiness of being reunited with a loved one after a long time apart is indescribable. (Uzun ayrılıktan sonra sevilen biriyle yeniden bir araya gelmenin tarif edilemez mutluluğu tarif edilemez.)
- The ineffable power of forgiveness can heal even the deepest wounds. (Bağışlamanın tarif edilemeyen gücü, en derin yaraları bile iyileştirebilir.)
- The ineffable magic of childhood is something that many people try to hold onto as they grow older. (Çocukluğun tarif edilemeyen sihrini, büyüdükçe birçok insan korumaya çalışır.)
- The ineffable nature of love is what makes it so special. (Aşkın tarif edilemez doğası, onu özel yapan şeydir.)
- The ineffable grace of a ballerina is something that can only be appreciated in person. (Bir bale dansçısının tarif edilemeyen zarafeti, sadece bizzat gözlemlendiğinde takdir edilebilir.)
- The ineffable joy of giving to others is something that can’t be measured in material possessions. (Başkalarına vermenin tarif edilemez mutluluğu, maddi şeylerle ölçülemez.)
Hemen Yorum Yaz