İneffable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İneffable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ineffable Nedir?

Ineffable kelimesi, tarif edilemeyen, sözcüklerle ifade edilemeyen, anlatılamaz, anlaşılamaz anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. It is ineffable how beautiful the view from the top of the mountain is. (Dağın tepesinden görülen manzaranın ne kadar güzel olduğu tarif edilemez.)
  2. She experienced an ineffable feeling of joy when she saw her newborn baby for the first time. (Bebeğini ilk kez gördüğünde, tarif edilemeyen bir mutluluk hissetti.)
  3. The ineffable power of nature can be both beautiful and terrifying. (Doğanın tarif edilemeyen gücü hem güzel hem de korkunç olabilir.)
  4. The ineffable truth of life can only be experienced, not explained. (Hayatın tarif edilemeyen gerçeği sadece deneyimlenebilir, açıklanamaz.)
  5. The beauty of art is often ineffable, leaving us speechless. (Sanatın güzelliği sıklıkla tarif edilemez, bizi konuşamaz hale getirir.)
  6. The ineffable mystery of the universe has puzzled scientists for centuries. (Evrenin tarif edilemeyen gizemi, bilim insanlarını yüzyıllardır şaşırtmıştır.)
  7. Her ineffable charm made her stand out in a room full of people. (Tarif edilemeyen çekiciliği, insanlarla dolu bir odada ön plana çıkardı.)
  8. The ineffable sadness he felt after his father’s death was overwhelming. (Babasının ölümünden sonra hissettiği tarif edilemeyen üzüntü eziciydi.)
  9. Some experiences are so ineffable that they can only be understood by those who have lived through them. (Bazı deneyimler o kadar tarif edilemez ki, sadece onları yaşayanlar tarafından anlaşılabilir.)
  10. The ineffable power of music can move people to tears. (Müziğin tarif edilemeyen gücü, insanları gözyaşlarına boğabilir.)
  11. The ineffable nature of spirituality can be both comforting and unsettling. (Maneviyatın tarif edilemez doğası hem rahatlatıcı hem de rahatsız edici olabilir.)
  12. The ineffable beauty of

    a sunset can make us feel small in comparison to the vastness of the world. (Bir gün batımının tarif edilemez güzelliği, dünyanın genişliğiyle karşılaştırıldığında bizleri küçük hissettirebilir.)

  13. There are ineffable moments in life that we wish could last forever. (Hayatta özlediğimiz tarif edilemeyen anlar vardır ki, sonsuza kadar sürsün isteriz.)
  14. The ineffable complexity of the human brain continues to fascinate scientists. (İnsan beyninin tarif edilemeyen karmaşıklığı, bilim insanlarını hala büyülemektedir.)
  15. Some things are simply ineffable and must be experienced to be understood. (Bazı şeyler sadece tarif edilemezdir ve anlaşılmak için deneyimlenmelidir.)
  16. The ineffable happiness of being reunited with a loved one after a long time apart is indescribable. (Uzun ayrılıktan sonra sevilen biriyle yeniden bir araya gelmenin tarif edilemez mutluluğu tarif edilemez.)
  17. The ineffable power of forgiveness can heal even the deepest wounds. (Bağışlamanın tarif edilemeyen gücü, en derin yaraları bile iyileştirebilir.)
  18. The ineffable magic of childhood is something that many people try to hold onto as they grow older. (Çocukluğun tarif edilemeyen sihrini, büyüdükçe birçok insan korumaya çalışır.)
  19. The ineffable nature of love is what makes it so special. (Aşkın tarif edilemez doğası, onu özel yapan şeydir.)
  20. The ineffable grace of a ballerina is something that can only be appreciated in person. (Bir bale dansçısının tarif edilemeyen zarafeti, sadece bizzat gözlemlendiğinde takdir edilebilir.)
  21. The ineffable joy of giving to others is something that can’t be measured in material possessions. (Başkalarına vermenin tarif edilemez mutluluğu, maddi şeylerle ölçülemez.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.