Brashly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brashly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brashly (Türkçe Anlamı: Küstahça)

Brashly kelimesi bir eylemi veya davranışı tanımlarken kişinin küstah, kaba veya saygısız olabileceğini ifade eder.

  1. She spoke brashly to her boss and was promptly fired. (Patronuna küstahça konuştu ve hemen kovuldu.)
  2. The young man’s brashly confident attitude irritated his classmates. (Genç adamın küstahça kendinden emin tavrı sınıf arkadaşlarını rahatsız etti.)
  3. The politician brashly ignored the concerns of his constituents. (Politikacı seçmenlerinin endişelerini küstahça görmezden geldi.)
  4. The salesperson’s brashly pushy approach turned off potential customers. (Satış elemanının küstahça zorlayıcı yaklaşımı potansiyel müşterileri rahatsız etti.)
  5. She responded brashly when he asked her out on a date. (Onu buluşmaya çağırdığında küstahça yanıt verdi.)
  6. The CEO’s brashly ambitious plans were met with skepticism by the board of directors. (CEO’nun küstahça hırslı planları yönetim kurulu tarafından şüpheyle karşılandı.)
  7. The comedian’s brashly offensive jokes caused a public outcry. (Komedyenin küstahça saldırgan şakaları halkta tepkiye neden oldu.)
  8. His brashly daring stunt left his friends in awe. (Onun küstahça cesur numarası arkadaşlarını hayrete düşürdü.)
  9. The singer’s brashly outrageous outfit made headlines. (Şarkıcının küstahça çılgın kıyafeti manşetlere çıktı.)
  10. The team’s brashly aggressive strategy paid off with a victory. (Takımın küstahça agresif stratejisi bir zaferle sonuçlandı.)
  11. The artist’s brashly abstract paintings were criticized by traditionalists. (Sanatçının küstahça soyut resimleri gelenekçiler tarafından eleştirildi.)
  12. The young actor’s brashly confident audition impressed the casting director. (Genç aktörün küstahça kendinden emin seçmeleri, yönetmeni etkiledi.)
  13. The brashly inexperienced driver caused a car accident. (Küstahça tecrübesiz sürücü bir trafik kazasına neden oldu.)
  14. The writer’s brashly provocative novel was banned in several countries. (Yazarın küstahça provokatif romanı birçok ülkede yasaklandı.)
  15. The chef’s brashly experimental cuisine divided critics. (Şefin küstahça deneysel mutfağı eleştirmenleri böldü.)
  16. The entrepreneur’s brashly bold pitch convinced investors to fund her startup. (Girişimcinin küstahça cesur sunumu yatırımcıları startup’ına yatırım yapmaya ikna etti.)
  17. The athlete’s brashly competitive attitude alienated her teammates. (S
  1. The athlete’s brashly competitive attitude alienated her teammates. (Sporcu’nun küstahça rekabetçi tutumu takım arkadaşlarını uzaklaştırdı.)
  2. The director’s brashly unconventional filming techniques earned critical acclaim. (Yönetmenin küstahça sıradışı çekim teknikleri eleştirel beğeni kazandı.)
  3. The party host’s brashly boisterous behavior annoyed the neighbors. (Parti ev sahibinin küstahça gürültülü davranışı komşuları rahatsız etti.)
  4. The journalist’s brashly confrontational interview style made headlines. (Gazetecinin küstahça karşıt görüşlü röportaj tarzı manşetlere çıktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.