Brashly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Brashly (Türkçe Anlamı: Küstahça)
Brashly kelimesi bir eylemi veya davranışı tanımlarken kişinin küstah, kaba veya saygısız olabileceğini ifade eder.
- She spoke brashly to her boss and was promptly fired. (Patronuna küstahça konuştu ve hemen kovuldu.)
- The young man’s brashly confident attitude irritated his classmates. (Genç adamın küstahça kendinden emin tavrı sınıf arkadaşlarını rahatsız etti.)
- The politician brashly ignored the concerns of his constituents. (Politikacı seçmenlerinin endişelerini küstahça görmezden geldi.)
- The salesperson’s brashly pushy approach turned off potential customers. (Satış elemanının küstahça zorlayıcı yaklaşımı potansiyel müşterileri rahatsız etti.)
- She responded brashly when he asked her out on a date. (Onu buluşmaya çağırdığında küstahça yanıt verdi.)
- The CEO’s brashly ambitious plans were met with skepticism by the board of directors. (CEO’nun küstahça hırslı planları yönetim kurulu tarafından şüpheyle karşılandı.)
- The comedian’s brashly offensive jokes caused a public outcry. (Komedyenin küstahça saldırgan şakaları halkta tepkiye neden oldu.)
- His brashly daring stunt left his friends in awe. (Onun küstahça cesur numarası arkadaşlarını hayrete düşürdü.)
- The singer’s brashly outrageous outfit made headlines. (Şarkıcının küstahça çılgın kıyafeti manşetlere çıktı.)
- The team’s brashly aggressive strategy paid off with a victory. (Takımın küstahça agresif stratejisi bir zaferle sonuçlandı.)
- The artist’s brashly abstract paintings were criticized by traditionalists. (Sanatçının küstahça soyut resimleri gelenekçiler tarafından eleştirildi.)
- The young actor’s brashly confident audition impressed the casting director. (Genç aktörün küstahça kendinden emin seçmeleri, yönetmeni etkiledi.)
- The brashly inexperienced driver caused a car accident. (Küstahça tecrübesiz sürücü bir trafik kazasına neden oldu.)
- The writer’s brashly provocative novel was banned in several countries. (Yazarın küstahça provokatif romanı birçok ülkede yasaklandı.)
- The chef’s brashly experimental cuisine divided critics. (Şefin küstahça deneysel mutfağı eleştirmenleri böldü.)
- The entrepreneur’s brashly bold pitch convinced investors to fund her startup. (Girişimcinin küstahça cesur sunumu yatırımcıları startup’ına yatırım yapmaya ikna etti.)
- The athlete’s brashly competitive attitude alienated her teammates. (S
- The athlete’s brashly competitive attitude alienated her teammates. (Sporcu’nun küstahça rekabetçi tutumu takım arkadaşlarını uzaklaştırdı.)
- The director’s brashly unconventional filming techniques earned critical acclaim. (Yönetmenin küstahça sıradışı çekim teknikleri eleştirel beğeni kazandı.)
- The party host’s brashly boisterous behavior annoyed the neighbors. (Parti ev sahibinin küstahça gürültülü davranışı komşuları rahatsız etti.)
- The journalist’s brashly confrontational interview style made headlines. (Gazetecinin küstahça karşıt görüşlü röportaj tarzı manşetlere çıktı.)
Hemen Yorum Yaz