İnduced İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Induced
İngilizce anlamı: caused or brought about, usually as a result of some external influence
Induced kelimesi, bir dış etki sonucunda oluşan veya başlatılan anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- The loud music induced a headache. (Yüksek sesli müzik baş ağrısı yarattı.)
- The medicine induced drowsiness. (İlaç uyuklamaya neden oldu.)
- The bad weather induced cancellations of many flights. (Kötü hava birçok uçuşun iptaline neden oldu.)
- The scent of the candles induced a relaxing atmosphere. (Mumların kokusu rahatlatıcı bir ortam yarattı.)
- The coach induced a positive attitude in his players. (Antrenör oyuncularına pozitif bir tutum aşıladı.)
- The company induced customers to buy more products through discounts. (Şirket indirimlerle müşterilerini daha fazla ürün almaya teşvik etti.)
- The teacher induced curiosity in her students with her lesson. (Öğretmen dersiyle öğrencilerinde merak uyandırdı.)
- The advertisement induced people to try the new restaurant. (Reklam insanları yeni restoranı denemeye teşvik etti.)
- The experiment induced a chemical reaction. (Deney bir kimyasal tepkime başlattı.)
- The lack of sleep induced irritability. (Uyku eksikliği tahammülsüzlüğe neden oldu.)
- The vaccine induced immunity to the disease. (Aşı hastalığa karşı bağışıklık kazandırdı.)
- The intense workout induced muscle soreness. (Yoğun antrenman kas ağrısına neden oldu.)
- The accident induced a fear of driving in her. (Kaza onda arabayla sürmekten korku yarattı.)
- The doctor induced labor to speed up the delivery. (Doktor doğumu hızlandırmak için doğum yapmaya yardımcı oldu.)
- The stress induced insomnia in him. (Stres onda uykusuzluğa neden oldu.)
- The food induced an allergic reaction. (Yiyecek bir alerjik reaksiyona neden oldu.)
- The exercise induced endorphins, which made her feel happy. (Egzersiz endorfinleri tetikledi ve onu mutlu hissettirdi.)
- The speech induced applause from the audience. (Konuşma izleyicilerden alkış aldı.)
- The painting induced a feeling of nostalgia. (Tablo nostalji hissi uyandırdı.)
- The drugs induced hallucinations. (İlaçlar halüsinasyonlara neden oldu.)
- The high temperature induced dehydration. (Yüksek sıcaklık dehidrasyona neden oldu.)
- The story induced tears in the listeners. (Hikaye dinleyicilerde gözyaşlarına neden oldu.)
- The machine induced vibrations in the building. (Makine binada titreşime neden oldu.)
- The scent of fresh baked cookies induced hunger in him. (Taze pişmiş kurabiyelerin kokusu onda açlık yarattı.)
- The new policy induced a surge in sales. (Yeni politika satışlarda bir artışa neden oldu.)
- The sound of rain induced a sense of calm in her. (Yağmur sesi onda sakinlik hissi uyandırdı.)
- The meditation induced a state of relaxation. (Meditasyon rahatlama durumuna neden oldu.)
- The smell of gasoline induced nausea. (Benzin kokusu bulantıya neden oldu.)
- The plant induced a sense of tranquility in the room. (Bitki odaya huzur hissi uyandırdı.)
- The movie induced laughter in the audience. (Film izleyicilerde kahkaha yarattı.)
Hemen Yorum Yaz