İndolence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndolence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Indolence Nedir?

Indolence, tembellik, üşengeçlik ve hareketsizlik anlamlarına gelir. Kişinin işlerini yapmaktan kaçınması veya yavaş olması ile ilişkilidir.

Örnek Cümleler:

  1. I can’t stand indolence in the workplace. (İş yerinde tembelliği kaldıramıyorum.)
  2. She accused him of indolence because he refused to do his homework. (Ödevini yapmayı reddettiği için onu tembellikle suçladı.)
  3. The heat and humidity made him feel indolent. (Sıcaklık ve nem onun tembel hissetmesine neden oldu.)
  4. Indolence is the enemy of progress. (Tembellik, ilerlemenin düşmanıdır.)
  5. His indolence was the reason for his failure. (Başarısızlığının nedeni tembelliği idi.)
  6. I can’t tolerate indolence in my students. (Öğrencilerimde tembelliği tolere edemem.)
  7. His indolent behavior is affecting his grades. (Tembel davranışları notlarına etki ediyor.)
  8. Don’t let indolence get in the way of your success. (Tembelliğin başarınızın önüne geçmesine izin vermeyin.)
  9. Indolence is a luxury that none of us can afford. (Tembellik, hiçbirimizin kendine lüks olarak görebileceği bir şey değil.)
  10. The company has a zero-tolerance policy towards indolence. (Şirket, tembelliğe sıfır tolerans politikası benimsemiştir.)
  11. Indolence is like a disease that spreads quickly. (Tembellik, hızla yayılan bir hastalığa benzer.)
  12. The indolence of the students was evident in their lack of enthusiasm. (Öğrencilerin tembelliği, heveslerinin olmamasında belirgin hale geldi.)
  13. His indolent attitude is holding him back in life. (Tembel tutumu, hayatında geri kalmasına neden oluyor.)
  14. Indolence is the enemy of creativity. (Tembellik, yaratıcılığın düşmanıdır.)
  15. She was fired for her indolence and lack of motivation. (Tembelliği ve motivasyon eksikliği nedeniyle işten çıkarıldı.)
  16. Indolence is not an excuse for not achieving your goals. (Tembellik, hedeflerinize ulaşamamanız için bir bahane değildir.)
  17. His indolence cost him the promotion he was hoping for. (Tembellik, umduğu terfiyi kaybetmesine neden oldu.)
  18. Indolence leads to regret and missed opportunities. (Tembellik, pişmanlık ve kaçırılan fırsatlara yol açar.)
  19. The team’s indolent performance disappointed their coach. (Takımın tembel performansı antrenörlerini hayal kırıklığına uğrattı.)
  20. Indolence is a habit that can be broken

Devam Eden Örnek Cümleler:

  1. He needs to overcome his indolence and start being more productive. (Tembelliğiyle başa çıkması ve daha verimli olması gerekiyor.)
  2. Indolence is often a symptom of depression. (Tembellik sıklıkla depresyonun bir belirtisidir.)
  3. Her indolence is preventing her from achieving her dreams. (Onun tembelliği, hayallerine ulaşmasını engelliyor.)
  4. Indolence is a bad habit that can lead to laziness. (Tembellik, tembelliğe yol açabilen kötü bir alışkanlıktır.)
  5. He was scolded for his indolent behavior in class. (Sınıftaki tembel davranışları nedeniyle azarlandı.)
  6. Indolence is a luxury that successful people cannot afford. (Tembellik, başarılı insanların kendilerine lüks göremeyeceği bir şeydir.)
  7. The indolence of the workers led to a decrease in production. (İşçilerin tembelliği, üretimde azalmaya neden oldu.)
  8. Indolence is a choice that leads to regret. (Tembellik, pişmanlıkla sonuçlanan bir seçimdir.)
  9. She needs to overcome her indolence and start working towards her goals. (Tembelliğiyle başa çıkmalı ve hedeflerine doğru çalışmaya başlamalı.)
  10. Indolence is the enemy of success. (Tembellik, başarının düşmanıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.