İndignity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndignity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndignity Nedir?


İndignity kelimesi Türkçede “saygısızlık, aşağılama, hakaret” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:


1. She felt a sense of indignity when her boss criticized her work in front of everyone. (Patronu herkesin önünde işini eleştirdiğinde kendisini aşağılanmış hissetti.)
2. The way he spoke to me was an indignity that I will never forget. (Bana konuşma şekli, unutamayacağım bir saygısızlıktı.)
3. The company’s decision to lay off employees without any notice was an indignity. (Şirketin hiçbir uyarı yapmadan çalışanları işten çıkarma kararı bir saygısızlıktı.)
4. Being frisked by the police in public was an indignity. (Polis tarafından herkesin önünde aranmak bir aşağılamaydı.)
5. She refused to endure the indignity of being treated unfairly. (Haksız bir şekilde muamele görmeyi kabul etmek istemedi.)
6. The treatment he received from the hospital staff was an indignity. (Hastane personelinin ona karşı tutumu bir hakaretti.)
7. The way the politicians treat their opponents is an indignity to democracy. (Siyasetçilerin rakiplerine karşı tutumu, demokrasiye bir saygısızlıktır.)
8. He suffered an indignity when his ideas were dismissed as unimportant. (Fikirleri önemsiz olarak görülerek aşağılandı.)
9. The way the company treats its lowest-paid employees is an indignity. (Şirketin en az maaş alan çalışanlarına karşı tutumu bir hakarettir.)
10. The way the customer service representative spoke to me was an indignity. (Müşteri hizmetleri temsilcisinin bana konuşma şekli bir aşağılamaydı.)
11. The way the teacher spoke to the student was an indignity. (Öğretmenin öğrenciye konuşma şekli bir hakaretti.)
12. Being denied basic human rights is an indignity. (Temel insan haklarından mahrum bırakılmak bir saygısızlıktır.)
13. The way he was treated by his coworkers was an indignity. (İş arkadaşları tarafından muamelesi bir aşağılamaydı.)
14. The way the boss spoke to the receptionist was an indignity. (Patronun sekretere konuşma şekli bir hakaretti.)
15. The way the company ignored its employees’ complaints was an indignity. (Şirketin çalışanların şikayetlerini görmezden gelmesi bir saygısızlıktı.)
16. The way the government treats refugees is an indignity. (Hükümetin mültecilere karşı tutumu bir hakarettir.)
17. Being forced to work long hours without breaks is an indignity. (Mola vermeden uzun saatler çalıştırılmak bir aşağılamadır.)
18. The way the manager treated the new employee was an indignity. (

Yanıtınızı tamamlayamamışsınız, devam etmenizi rica edebilir miyim?

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.