İndestructible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndestructible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndestructible:

İndestructible, Türkçe’de “yıkılmaz” anlamına gelir. Bir şeyin bozulması, hasar görmesi veya yok olması mümkün olmayan anlamına gelir. İşte 20 örnek cümle:

  1. My father’s old watch is indestructible. (Babamın eski saati yıkılmazdır.)
  2. The Titanic was once thought to be indestructible, but we all know what happened to it. (Titanik eskiden yıkılmaz sanılırdı, ama ne olduğunu hepimiz biliyoruz.)
  3. The castle’s walls were built to be indestructible. (Kale duvarları yıkılmaz olacak şekilde inşa edildi.)
  4. The boxer had an indestructible chin, which made him almost unbeatable. (Boksörün yıkılmaz bir çenesi vardı, bu da onu neredeyse yenilmez kıldı.)
  5. The company’s reputation was indestructible until the scandal broke out. (Şirketin itibarı skandal patlayana kadar yıkılmazdı.)
  6. The indestructible nature of the diamond makes it a valuable investment. (Elmasın yıkılmaz doğası onu değerli bir yatırım yapar.)
  7. The superhero’s suit was indestructible, protecting him from any harm. (Süperkahramanın kostümü yıkılmazdı, onu herhangi bir zarardan koruyordu.)
  8. The old pickup truck was indestructible and could handle any terrain. (Eski pikap kamyoneti yıkılmazdı ve herhangi bir araziyi yönetebilirdi.)
  9. The bonds between the two sisters were indestructible. (İki kız kardeş arasındaki bağlar yıkılmazdı.)
  10. The robot’s armor was indestructible, making it an unbeatable force in battle. (Robotun zırhı yıkılmazdı, savaşta yenilmez bir güç haline getiriyordu.)
  11. The castle was said to have an indestructible curse placed upon it. (Kale üzerine yıkılmaz bir lanet konulduğu söyleniyordu.)
  12. The child’s love for his favorite toy was indestructible. (Çocuğun sevdiği oyuncaklarına olan sevgisi yıkılmazdı.)
  13. The musician’s voice was indestructible, even after years of performing. (Müzisyenin sesi yıkılmazdı, yıllarca sahne almış olsa bile.)
  14. The space shuttle was designed to be indestructible during re-entry into the Earth’s atmosphere. (Uzay mekiği, Dünya’nın atmosferine yeniden giriş sırasında yıkılmaz olacak şekilde tasarlandı.)
  15. The castle’s indestructible walls were a testament to the craftsmanship of its builders. (Kale duvarları yıkılmazdı ve inşaatçıların zanaatkarlığına bir kanıttı.)
  16. The football player had an indestructible spirit, never giving up even

when faced with a tough opponent. (Futbolcu yıkılmaz bir ruha sahipti ve zorlu rakiplerle karşılaştığında bile asla pes etmezdi.)
17. The indestructible bond between the mother and her child was unbreakable. (Anne ve çocuk arasındaki yıkılmaz bağ kırılamazdı.)

  1. The indestructible quality of the product made it worth the investment. (Ürünün yıkılmaz kalitesi, yatırım yapmaya değer kıldı.)
  2. The city’s resilient and indestructible infrastructure helped it withstand natural disasters. (Şehrin dirençli ve yıkılmaz altyapısı doğal afetlere karşı dayanıklı olmasına yardımcı oldu.)
  3. The hero’s determination was indestructible, giving him the strength to overcome any obstacle. (Kahramanın kararlılığı yıkılmazdı ve ona herhangi bir engeli aşma gücü veriyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.