İncontrovertible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İncontrovertible Nedir?
İncontrovertible kelimesi İngilizce bir sıfat olarak kullanılmaktadır ve Türkçe karşılığı “çürütülemez, tartışılamaz, inkar edilemez” gibi anlamlara gelmektedir.
Örnek Cümleler:
- It is incontrovertible that smoking causes serious health problems. (Sigaranın ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu tartışılamaz.)
- The evidence presented in court was incontrovertible. (Mahkemede sunulan kanıtlar çürütülemezdi.)
- It is incontrovertible that the Earth orbits around the Sun. (Dünya’nın Güneş etrafında döndüğü inkar edilemez.)
- The impact of climate change on our planet is incontrovertible. (İklim değişikliğinin gezegenimize etkisi tartışılamaz.)
- The fact that he committed the crime was incontrovertible. (Suçu işlediği gerçeği çürütülemezdi.)
- The research findings provide incontrovertible evidence for the theory. (Araştırma bulguları teori için çürütülemez kanıtlar sağlar.)
- The film’s success is incontrovertible proof of the director’s talent. (Filmin başarısı yönetmenin yeteneğinin tartışılamaz kanıtıdır.)
- It is incontrovertible that the company’s profits have been declining for the past year. (Geçen yıl şirketin karının azaldığı tartışılamaz.)
- The historical accuracy of the novel is incontrovertible. (Romanın tarihi doğruluğu çürütülemez.)
- The benefits of regular exercise are incontrovertible. (Düzenli egzersizin faydaları tartışılamaz.)
- The scientific community agrees that the theory is incontrovertible. (Bilim topluluğu teorinin çürütülemez olduğunda hemfikir.)
- The existence of gravity is incontrovertible. (Yerçekiminin varlığı inkar edilemez.)
- The conclusion drawn from the data is incontrovertible. (Verilerden çıkarılan sonuç çürütülemez.)
- It is incontrovertible that the economy is in a recession. (Ekonominin durgunlukta olduğu tartışılamaz.)
- The impact of social media on society is incontrovertible. (Sosyal medyanın toplum üzerindeki etkisi çürütülemez.)
- The importance of education is incontrovertible. (Eğitimin önemi inkar edilemez.)
- The evidence against the defendant was incontrovertible. (Sanıkla ilgili kanıtlar çürütülemezdi.)
- The fact that the company was involved in unethical practices is incontrovertible. (Şirketin etik olmayan uygulamalara karıştığı gerçeği çürütülemez.)
- The benefits of a healthy diet are incontrovertible. (Sağlıklı bir diyetin faydaları tartışılamaz.)
- The scientific
community’s consensus on climate change is incontrovertible. (Bilim topluluğunun iklim değişikliği konusunda uzlaşısı çürütülemez.)
Türkçe Karşılıkları:
- Tartışılamaz
- Çürütülemez
- İnkar edilemez
- Tartışmasız
- Kuşkusuz
- Katıksız
- Kesin
- Emin
- Doğrulanamaz
- İspatlanamaz
- Kesinlikle doğru
- Gerçek
- Net
- Açıkça görülen
- Belli
- Şüphe edilemez
- İkna edici
- Geçerli
- Sağlam
- Dayanıklı
Hemen Yorum Yaz