İnconceivably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnconceivably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnconceivably

İnconceivably kelimesi “kavranması zor bir şekilde” anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin düşünülmesi veya hayal edilmesi zor olduğunda kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Inconceivably, my boss gave me a raise even though I made a huge mistake. (Hayretle) İnanılmaz bir şekilde patronum bana, büyük bir hata yapsam bile zam verdi.

  2. We were inconceivably surprised when our team won the championship. (Kavranması zor bir şekilde) Takımımız şampiyonluğu kazandığında, şaşkınlığımızı gizleyemedik.

  3. Inconceivably, the restaurant had run out of food before the dinner rush even started. (Düşünülemez bir şekilde) Akşam yemeği hızı başlamadan önce, restoranın yiyecekleri tükenmişti.

  4. The idea of living without electricity is inconceivable to most people in developed countries. (Elektriksiz yaşamak) Gelişmiş ülkelerdeki çoğu insan için, elektriksiz yaşamak düşünülemez.

  5. It is inconceivable to me that someone could hate puppies. (Kavranması zor) Birinin yavrulara nefret edebileceği bana göre düşünülemez.

  6. The amount of money he spent on that car is inconceivable to me. (Düşünülemez) O arabaya harcadığı para benim için düşünülemez.

  7. The thought of skydiving is inconceivable to some people. (Düşünülemez) Bazı insanlar için paraşütle atlamak düşünülemez.

  8. Inconceivably, the shy student gave an excellent presentation in front of the whole class. (Kavranması zor bir şekilde) Utangaç öğrenci, sınıfın tamamının önünde mükemmel bir sunum yaptı.

  9. It is inconceivable to imagine a world without music. (Düşünülemez) Müzik olmadan bir dünya hayal etmek düşünülemez.

  10. The fact that he had never heard of Beyoncé was inconceivable to his friends. (Düşünülemez) Beyoncé hakkında hiçbir şey duymamış olması, arkadaşlarına göre düşünülemez.

  11. Inconceivably, the magician pulled a live rabbit out of his hat. (Hayretle) Sihirbaz şapk

  1. The idea that aliens exist and are visiting Earth is inconceivable to some people. (Düşünülemez) Bazı insanlar için uzaylıların var olduğu ve Dünya’yı ziyaret ettikleri fikri düşünülemez.

  2. The fact that she was able to solve the puzzle so quickly was inconceivable to her friends. (Düşünülemez) Bulmacayı o kadar hızlı çözebilmesi, arkadaşlarına göre düşünülemezdi.

  3. Inconceivably, the little girl was able to lift the heavy box all by herself. (Hayretle) Küçük kız, ağır kutuyu tek başına kaldırmayı başardı.

  4. It is inconceivable to imagine a world without books. (Düşünülemez) Kitapsız bir dünya hayal etmek düşünülemez.

  5. The fact that she had never seen snow before was inconceivable to her friends who lived in colder climates. (Düşünülemez) Daha soğuk iklimlerde yaşayan arkadaşlarına karşı hiç kar görmemiş olması düşünülemezdi.

  6. Inconceivably, the old car started up on the first try. (Kavranması zor bir şekilde) Eski araba, ilk denemede çalıştı.

  7. The idea of eating insects is inconceivable to some people. (Düşünülemez) Bazı insanlar için böcek yemek düşünülemez.

  8. Inconceivably, the new employee was able to finish the project in half the time it was expected to take. (Hayretle) Yeni çalışan, proje için beklenen sürenin yarısında bitirmeyi başardı.

  9. It is inconceivable to imagine a world without laughter. (Düşünülemez) Gülmeden bir dünya hayal etmek düşünülemez.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.