İncline İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İncline İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Incline Nedir?

İncline, bir yüzeyin veya yüzeyin bir bölümünün eğimini ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Eğim, yüksekliğin yatay mesafeye bölünmesiyle elde edilen bir orandır. İncline, genellikle rampalar, yamaçlar veya dağ yolları gibi eğimli yüzeyler için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The incline of the road made it difficult for the truck to climb. (Yolun eğimi, kamyonun tırmanmasını zorlaştırdı.)
  2. The hill had a steep incline, making it hard to hike. (Tepe dik bir eğime sahipti, yürüyüş yapmayı zorlaştırıyordu.)
  3. The treadmill incline can be adjusted to simulate uphill running. (Koşu bandının eğimi, yokuş yukarı koşuya benzetmek için ayarlanabilir.)
  4. She walked up the incline to get to the top of the hill. (Tepeye çıkmak için eğimli yolu yürüdü.)
  5. The skateboarder went down the incline at a high speed. (Kaykaycı, eğimli yoldan yüksek bir hızla indi.)
  6. The incline of the roof was steep, which made it difficult to repair. (Çatının eğimi dikti, bu da onarımını zorlaştırdı.)
  7. The roller coaster had a steep incline before the first drop. (Lunapark treni, ilk düşüşten önce dik bir eğime sahipti.)
  8. The incline of the ski slope was perfect for beginners. (Kayak pistinin eğimi, başlangıç seviyesindeki kişiler için mükemmeldi.)
  9. The incline bench press targets the upper chest muscles. (Eğimli barbell bench press, üst göğüs kaslarını hedef alır.)
  10. The incline of the river made it difficult to paddle upstream. (Nehrin eğimi, yukarı doğru kürek çekmeyi zorlaştırdı.)
  11. The road has a gradual incline, so you may not even notice it. (Yolun eğimi yavaş yavaş arttığından, fark etmeyebilirsiniz.)
  12. The incline of the bike trail made it a challenging ride. (Bisiklet yolu, eğimli olması nedeniyle zorlu bir sürüş oldu.)
  13. The incline of the roof affected the overall look of the house. (Çatının eğimi, evin genel görünümünü etkiledi.)
  14. The incline of the hill made it a popular spot for paragliding. (Tepe eğimi, yamaç paraşütü için popüler bir nokta haline getirdi.)
  15. The incline of the track made it difficult for the runners to maintain their speed. (Pistin eğimi, koşucuların hızlarını korumalarını zorlaştırdı.)
  16. The incline

of the roof caused snow to slide off easily. (Çatının eğimi, karın kolayca kaymasına neden oldu.)
17. The incline of the slide made it more exciting for the kids. (Kaydırak eğimi, çocuklar için daha heyecan verici hale getirdi.)

  1. The incline of the driveway was too steep for some cars to make it up. (Giriş yolunun eğimi, bazı arabaların yukarı çıkmasını engelledi.)
  2. The incline of the hiking trail made for a beautiful view at the top. (Yürüyüş yolunun eğimi, tepede harika bir manzara sağladı.)
  3. The incline of the riverbed caused the water to flow faster in some areas. (Nehir yatağının eğimi, bazı bölgelerde suyun daha hızlı akmasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.