İn Time İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn Time İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Time (Zaman)

Time kelimesi, belirli bir süreyi ifade eden, zaman kavramı ile ilgili bir kelimedir.

  1. I don’t have time to go to the gym today. (Bugün spor salonuna gitmek için zamanım yok.)
  2. Time flies when you’re having fun. (Eğlenirken zaman hızla geçer.)
  3. We arrived at the airport in plenty of time. (Havalimanına oldukça zamanında geldik.)
  4. I can’t believe how quickly time has passed. (Zamanın ne kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum.)
  5. It’s time for lunch. (Öğle yemeği zamanı geldi.)
  6. My job is very time-consuming. (İşim çok zaman alıcı.)
  7. I’m running out of time to finish this project. (Bu projeyi bitirmek için zamanım tükeniyor.)
  8. She has a hard time making friends. (Arkadaş edinmekte zorlanıyor.)
  9. I’ll call you back in a few minutes, I just need some time to finish this email. (Birkaç dakika içinde seni arayacağım, sadece bu e-postayı bitirmek için biraz zamanımı kullanmam gerekiyor.)
  10. He was ahead of his time with his inventions. (Keşifleri ile zamanının ötesindeydi.)
  11. It’s time to start thinking about retirement. (Emeklilik düşünme zamanı geldi.)
  12. We need to take our time and make sure we do this right. (Acelemizi yapmadan ve doğru yaptığımızdan emin olmak için zamanımızı almalıyız.)
  13. The deadline is approaching, we’re running out of time. (Son teslim tarihi yaklaşıyor, zamanımız tükeniyor.)
  14. I had a great time at the party last night. (Dün geceki partide harika vakit geçirdim.)
  15. She’s been living in London for a long time. (Uzun süredir Londra’da yaşıyor.)
  16. Time heals all wounds. (Zaman her şeyin ilacıdır.)
  17. It’s time to say goodbye. (Veda etme zamanı geldi.)
  18. We were having such a good time, we didn’t even notice how late it was. (Harika zaman geçiriyorduk, ne kadar geç olduğunu bile fark etmedik.)
  19. I need to take some time off work to deal with this personal matter. (Bu kişisel konuyla başa çıkmak için işten bir süreliğine ayrılmam gerekiyor.)
  20. Time is money. (Zaman para demektir.)
  1. We need to be on time for the meeting. (Toplantıya zamanında gelmeliyiz.)
  2. Time management is an important skill to have. (Zaman yönetimi sahip olunması gereken önemli bir beceridir.)
  3. The clock is ticking, we need to hurry. (Saat tik tak ediyor, acele etmemiz gerekiyor.)
  4. The best time to plant a tree was 20 years ago, the second-best time is now. (Bir ağaç dikmenin en iyi zamanı 20 yıl önceydi, ikinci en iyi zaman şimdi.)
  5. Time stood still as she walked down the aisle. (Gelin yolunda yürürken zaman durmuş gibiydi.)
  6. I always have a hard time waking up early in the morning. (Sabahları erken kalkmakta her zaman zorlanırım.)
  7. We need to spend more time with our family. (Ailemizle daha fazla zaman geçirmemiz gerekiyor.)
  8. He was ahead of his time with his ideas about climate change. (İklim değişikliği konusundaki fikirleriyle zamanının ötesindeydi.)
  9. Time is running out, we need to make a decision. (Zaman tükeniyor, bir karar vermemiz gerekiyor.)
  10. I’m having a hard time understanding this math problem. (Bu matematik problemini anlamakta zorlanıyorum.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.